127 hours (2010)
11-12 yıl önce elime geçen "trainspotting" vcd'sinin iç kapağında yer alan ve filmin adını her duyduğumda hemen hafızamda parlayan atilla dorsay alıntısı şöyle başlar: "...kıpır kıpır kamerası, atak kurgusu...". danny boyle artık "trainspotting" sularında yüzmüyor ancak arada sırada "28 days later..." gibi filmlerde bu girişi tekrar hatırlatıyor. "127 hours" da bu kervana eklenebilecek filmlerinden. boş zamanlarında kendisini doğanın kollarına atan dağcı aron ralston'un öyküsünü anlatırken kıpır kıpır kamerasıyla bizi olaya dahil ediyor. ki bu da, filmin çoğunu oluşturan, daracık bir kanyonda kayanın altında kolu sıkışmış halde kalan aron ralston'un mücadelesini bir nefeste izleyebilmemizin formülü.
kameranın hareketliliğine, güzel bir sinematografi (özellikle başta yer alan, aron'un bisiklet üzerinde kanyona doğru yol aldığı sahnelerdeki renklere bayıldım) ve james franco'nun iyi performansını eklediğimizde ortaya izlenebilir bir film çıkmış. ayrıca sigur ros'un "festival"iyle kapanması da ayrı bir güzellik.
0 yorum:
Yorum Gönder