bugge wesseltoft: "sesin güzelliğine erişmek"
geçtiğimiz haftalarda beady belle ile norveç jazzının son dönemlerinden ve gelişiminden dem vurmuştuk. bu sefer de sorularımızı o piyasanın üstadlarından olan bugge wesseltoft'a yöneltelim istedik. öğünç kardeşim röportajı ayarladı, beraber pişirdik siz de afiyetle yiyiniz.
merhaba bugge, son zamanlarda neler yapıyorsun?
son iki yıldır solo piano ve laptop performansı üzerine çalışmaktayım. ayrıca 2007'de "im" ve bu yıl içerisinde de "playing" albümümü yayınladım.
ilk olarak yeni projeniz gubemusic'ten bahsedelim. gubemusic, anladığım kadarıyla dinleyicilerle etkileşimde olan ve çeşitli coğrafyalardan jazz, deneysel müzik gibi janrlardaki eserleri bu türün dinleyicilerine sunan bir site. yanılıyor muyum?
haklısın. gubemusic, yüksek kalitede müzik ve ses dosyaları ile öneriler üzerine kurulu bir websitesi. bu proje ile jazz, deneysel müzik, dünya müziği ve klasik müzik hakkında evrensel bir ağ kurmaya çalışıyoruz.
yeni albümünüz "playing"'in adını ilk duyduğumda yeniden new conception of jazz kapsamında bir albüm çıkaracağınızı düşünmüştüm. ancak albümü dinlediğimde ilk albümdeki gibi minimal bir soundla karşılaştım. "playing"'e bakarak köklere döndüğünüzü düşünebilir miyiz?
"playing" ve "im" albümlerim piyanonun o harika sesine birer saygı albümüdür. uzun yıllardır uğraştığım groove yönelimli müzikten sonra sesin güzelliğine yoğunlaşmak istedim. bana göre piyano mükemmel bir enstruman.
new conception of jazz olayından solo kariyerinize ağırlık vermenizin nedenini akustik piyanoya dönüş yapmak istemeniz olarak biliyorum. peki bundan sonra jazza yeni konsept sunmayacak mısınız?
gelecekte tekrar grup projelerinde bulunacağım. hatta şimdiden birkaç planım var.
son albümünüz "playing"'in kapağına bir matematikçi gözüyle baktığımda kesişen kümeler görüyorum. peki yaşadığımız hayatla sizin müziğinizin kesiştiği noktalar neler?
müziğimin yaşamı yansıttığını ve onu açıkladığını umuyorum. bence müzik hayatın bir parçası ve müziğin günlük yaşama önemli bir şekilde katkısı olmalı. ayrıca müzik kültürler ve dinler arasında aşkı ve iletişimi taşıyor ki bunu çok seviyorum!
avrupalı jazz eleştirmenleri senın nu-jazz'a yeni bir soluk getirdiğini, özellikle avrupa jazzının gidişatını değiştirdiğini dile getiriyolar. benim merak ettiğim, senin müziğe başlarken böyle büyük hedeflerin var mıydı? yoksa sadece yenilikçi bi müzisyen olarak mı anılmak niyetindeydin?
benim hep iyi, ciddi ve sürekli ileriye dönük olarak anılan bir müzisyen olmak gibi bir rüyam vardır. jazzın gidişatını değiştirdiğime katılmıyorum ancak jazza farklılık getiren hareketin bir parçası olduğumu biliyorum. bu hareketin içerisindeki insanlar nils petter molvaer, diğer norveçli dostlarım, erik truffaz ve diğer fransız arkadaşlarım, türkiye'den ilhan erşahin, mercan dede, baba zula ve diğerleri. hepimizin ortak olarak yaptığı şey müziği canlı bir şekilde harmanlayarak müziğe yeni yönler vermek.
"new conception of jazz" albümünün ardından eleştirmenler seni miles davis ve diğer ikonlarla karşılaştırmaya başladılar. hemen hemen bütün jazz dergilerinde senden söz edilir oldu. bütün avrupa'da konserlere çıktın. bu albüm ve turne sonrası insanların senden beklentilerinin artması şarkı yazımında seni negatif yönde etkiledi mi? yenilikçi olmak adına köklerini kaybedebileceğin duygusuna kapıldın mı?
çok şükür ki hala müziğimi ve müzik vizyonumu hiç durmadan geliştirmeye çalışıyorum. her zaman düşündüğümden daha fazla üne sahibim ve gerçekten de bu meseleye pek takılıyor değilim. kendimi bir müzisyen ve sanatçı olarak geliştirmeye çalışmak müzikal hayatımdaki ana maddeler.
norveçli müzisyenlerin özgün yapıtlar vermelerınde senin bir itici güç hatta model olduğun bir gerçek. senin açtığın yoldan cesaret alarak birçok isim müziklerinde daha rahat hareket alanı buldu. peki müziğe başlarken seni bu derece deneysel olmaya iten etkenler nelerdi?
yeni norveçli müzisyenlerin model alacağı pek çok isim var. bu da norveç müziğinin nesilden nesile sürekli gelişmesine neden oluyor. bence bu oldukça önemli bir nokta. benim müziğimi yaparken deneysel olma nedenim ise müzikte yeni ve taze bir şeyler yaratmak isteğim.
peki geçtiğimiz ay röportaj yaptığımız beady belle norveç jazzıyla ilgili olarak jazz unsurları üzerinde oynayabilme rahatlıkları olduğunu, bunun da müziğe değişik bir hava katttığını söyledi. sen plak şirketi sahibisin aynı zamanda. demolarını sana yollayan yeni gruplarda bu rahatlığı görüyor musun?
kişisel olarak hep yeni şeyler denemeyi arzuluyorum. tabi bunu yaparken de müziğin geçmişini bilmeniz, müzikal zekanız ve tekniğiniz olmalı. gerekli olan ise tüm bunların kombinasyonu.
müzik yaşamınızda yapmış olduğunuz çalışmalarda jazza yeni bir boyut getirmeye çalıştınız ve bunda da başarılı oldunuz. peki geleceğin jazzı hakkında öngörüleriniz neler?
kişisel fikrim, şu ana kadar sadece genel olarak elektronik jazzın ve müziğin başlangıcını gördüm. bu, yepyeni ve gelişmeye açık bir müzik. şimdiden ben de dahil çoğu sanatçının canlı döngülerle ve müziğin diğer canlı müzik odaklı manevralarıyla çalıştığını görüyorum. bu çok heyecanlandırıcı!
bugge, bugüne kadar birçok isimle çalıştın, ortadoğu müziğine de ilgini hiç saklamadın. arif sağ, belkıs akkale gibi türk müzisyenlerini sevdiğini de röportajlarında dile getirdin. günün birinde herhangi bir türk folk sanatçısıyla bir şeyler yapmayı planlıyor musun?
bunu gerçekten de umuyorum. orta asya müziğini çok seviyorum. çok derin, ihtiraslı ve güzel müzik. bunu gerçekleştirirsek şu anda batı'da eksik olan kültür ve tarihi rahatça hissedebiliriz.
şarkı yazarlığı, canlı performanslar, plak şirketi sahipliği ve prodüktörlük... müziğin çeşitli alanlarında aktif şekilde bulunmaktasın. peki senin en rahat ve en stresli olduğun alan bunlardan hangisi?
en keyifli yanı insanlara konser vermek. ayrıca seyahat etmek, yeni yerler görmek ve yeni insanlarla tanışmak. en stresli yanları ise havaalanları ve kağıt üzerindeki çalışmalar.
sorularımızı cevapladığın için çok teşekkürler bugge. eklemek istediğin bir şey var mı?
müzik aşkı ve anlayışı taşıyan evrensel bir dildir.
http://www.gubemusic.com
http://www.myspace.com/buggewesseltoft
sorular: öğünç inan & k.a.
kasım 2009
0 yorum:
Yorum Gönder