2 com

[rec]2 (2009)

biz zombieleri topraktan çıkan ve "brain brain" homurtularıyla insanların peşinden sürüklenen cansızlar olarak bilirdik ancak dünyada doğal ne kaldı ki efenim. mis kokan köy domateslerinin yerini genetiğiyle oynanmış veya hormonlu domateslerin aldığı şu dönemde artık zombieler de topraktan filizlenerek çıkmıyor. bu tabiata aykırı durum özellikle danny boyle'un "28 days later"ında başımıza musallat ettiği (boyle buyurdu danny) rage virüsünden etkilenen talihsiz insanları zombie sınıfına koysak mı sorunsalını da beraberinde getiriyor. 2007'de çevirilen ve büyük başarı sağlayan, amerikalıların da "quarantine" adı altında yeniden çevrimini yaptığı [rec], hatırlarsanız aynen bu damardan girmişti. filmin çok beğenilmesi ve uzatılmasına imkan sağlayan sona sahip olması peşinden devam filmini de getirdi.

ilk filme pek spoiler bulaştırmadan bir hatırlatma yapalım. neydi mesele? şehrin itfaiye birimine tv çekimi için giden yerel kanalın antipatik ama tatlı muhabiri angela o gece hiç beklemediği türden bir sürprizle karşılaşır. itfaiyeye gelen yardım çağrısı şehirdeki bir apartmandandır. ancak apartman, alevlerin değil rage virüslülerin istilası altındadır. vazife aşkı depreşmiş angela ve kameramanı pablo olayların içine dalar ve biz de olup biteni pablo'nun kamerasından izleriz. genel zombie filmlerinin yarattığı agorafobi (açık alan fobisi) yerine klostrofobik bir ortamda geçen [rec], bir yandan da hakim olan kaosla beraber izleyeni avucunun içine almış ve bununla beraber seyir zevkini arttırmıştı.

[rec]2, tahmin edilebileceği gibi ilk filmin bittiği noktadan başlıyor. yani her şey sıcağı sıcağına ve dumanı üzerindeyken. aslında bunu izlemeye başlamadan önce [rec] bir kere daha elden geçirilebilir ve böylece [rec]2'ye daha hakim olabilirsiniz. bu sefer apartmana daha teknik donanımlı bir özel ekip gelir, amaç ise apartmanın çatı katındaki gizemi çözmektir. zombie sinemasının baba isimlerinden lucio fulci'nin filmlerindeki dinsel motiflere bu filmde de rastlıyoruz. apartmandaki kurbanlara bulaşan virüs diğer filmlerdeki gibi sadece bir virüs değildir, dinsel açılımları da vardır. ve söz konusu operasyon bu gizem çözülünceye kadar sürecektir.

ilk filmdeki gibi klostrofobik unsurlardan yararlanan ve gücünü ortamdaki kaostan alan [rec]2, süre geçtikçe izleyenin kafasındaki "acaba" ile başlayan sorularını teker siliyor ve kendisini zevkle izlettiriyor. devam filmlerine önyargıyla bakan biri olarak çok tuttum ben bu filmi de. ilk filmi yöneten jaume balagueró & paco plaza ikilisi filmi nihayetlendirirken 3. filme de kapıyı açık bırakmış. bu sefer virüslüleri ispanya sokaklarında panik yaratırken görebiliriz, tabi bu da bir bütçe meselesi.
7 com

17. izmir avrupa caz festivali

sanat etkinlikleri bakımından kısırlık çeken güzel şehrimin sayılı festivallerinden biri olan caz festivali bu yıl 17. defa düzenleniyor. izmir kültür sanat ve eğitim vakfı (iksev) tarafından düzenlenen festival, bu yıl 2 - 17 mart tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle gerçekleşecek. festivalde sahne alacak isimler ise şöyle: luigi campoccia quartet, laia genc- liaison tonique 5, matthias schriefl 6, alps & jazz, andy manndorff trio, jeff giansily quartet, fatima spar and the freedom fries. konserlerin genelinin ahmet adnan saygun sanat merkezinde yapılacak olması ve konserlere kısa mesafe yürüyerek gidebilecek olmam sevindirici. festival programı, bilet bilgileri için şuraya bir tık.
7 com

hayat var (2008)

istanbul boğazı genelimiz için zenginliği ifade ediyor. veya öteki hayatı düşündürmüyor diyeyim. boğazın kenarındaki görkemli yalılar, yüksek kira ödenerek oturulan boğaza bakan evler, fahiş fiyata kıyısında mideye indirilen balıklar. peki ya diğerleri? istanbul'un çilesini çekenler, kaymak tabakanın rahatını idame ettirenler. onlar ne yapar, nasıl yaşar?

boğazın kenarında, adına hayat denen bir çile içerisinde, adı hayat olan bir kız ve ailesi yaşamaya çalışıyor. geçimini, boğazın kenarına demir atmış heybetli gemilerin tayfasına kadın temin ederek, -deniz polisinin nefesi ensesinde- kaçakçılık yaparak kazanmaya çalışan baba ve nefes zorluğu çekmesine rağmen rakıdan ve sigaradan tavizini vermeyen, yatalak dede. ve onların kirli dünyası arasında sevgi sözcüklerini ancak oyuncak bir ayıdan duyabilen, kızlıktan genç kadınlığa doğru ilk adımlarını cinselliğin satılık olduğu bir ortamda atan güzel bir kız; hayat.

insanın boğazını düğümleyen öyküyü, özellikle elit işcan'ın yaşıyla ters orantılı dev oyunculuğu ve seyir zevkini kat kat arttıran görsellik tamamlıyor. orhan gencebay şarkılarının resmi geçit yaparak damgasını vurduğu "hayat var", kuşkusuz türk sinemasının en iyi ürünleri arasındaki yerini aldı. eğer filmi hala izleme fırsatı bulamadıysanız dvd'sinin henüz çıktığını hatırlatayım.

"bir kapıdan gireceksin
neler neler göreceksin

her çileye göğüs gerip

hayat budur diyeceksin


gün gelecek isyan edip

niye doğdum diyeceksin

gün gelecek isyanına

kahkahayla güleceksin"
0 com

she & him "thieves" (yeni şarkı)

geçtiğimiz ay ikilinin yeni albümünün 23 mart'ta satışa çıkacağının notunu şuraya düşmüşüm. bugün "volume two" adını taşıyan albümün açılış parçası stereogum'da yayınlandı. şarkıyı altta dinleyebilirsiniz.

0 com

coldplay'in yeni albümü bu yıl çıkıyor

2000'lere damgasını vuran ingiliz gruplardan coldplay, vokalistleri chris martin'in açıklamalarına göre yeni albümünü yıl içerisinde yayınlayacak. şu sıralar londra'daki kendi stüdyolarında albüm hazırlıklarını sürdüren grubun yeni albümünün noel vakti satışa çıkması bekleniyor. ayrıca grup albümden şarkıların internet ortamına düşmemesi için ekstra çaba harcıyormuş.
0 com

scream 4'un çekimleri mayıs'ta başlıyor

ne kadar gereklidir bilinmez ancak serinin 4. filminin çekileceği hakkındaki bir süredir dönen söylentiler gerçeğe dönüşüyor. yönetmenliğini seriyi ortaya atan wes craven'ın yapacağı filmin senaryosu, ilk üç filmi de yazan, kevin williamson'ın elinden çıkmış. hatırlayacağınız üzere 4. film fikri courteney cox ile david arquette ikilisinin başının altından çıkmıştı. karı koca filmde rol alacaklar ancak serinin diğer sembol oyuncularından neve campbell yeni filmde oynamayacağını açıkladı.
2 com

annie leibovitz'in objektifinden..

her sene oscar adayı filmlerin yönetmen ve oyuncularını fotoğraflayan annie leibovitz bu sene de boş durmadı ve birbirinden güzel fotoğraflar çekti. işte bu seneki oscar adayı filmlerin ünlü yönetmen ve oyuncuları:

0 com

seabear - "i'll build you a fire" (yeni klip)

blog takipçilerinin aşinası olduğu gruplardan seabear önümüzdeki ay yeni albümü "we built a fire"ı piyasaya sürecek. grubun beyni sindri ile yaptığımız röportajda yeni albümün daha fazla rock sounduna sahip olacağını söylemişti. bir süre önce internete düşen albümü dinlediğimde bu değişimin çok ince hatlarla olduğunu gördüm. önceki ürünlere göre soundda pek bir farklılık yok. elbette seabear'ın çok kişili grup haline gelişi bazı enstrumanların ağırlığını arttırmış ancak esas değişim soundun kalitesinde. grup bugün albüme kısmen de olsa adını veren parça "i'll build you a fire"ın videosunu vimeo ve youtube üzerinde paylaşıma sundu. albümde "cold summer" ile beraber favorilerimden biri olan şarkının klibini altta izleyebilirsiniz.

0 com

star wars force gathering party


yılın partisi’nde
başka galaksiden konuklar
ve adidas originals sürprizleri

sizi 2010’un adidas originals sürprizlerinden ilkini keşfetmeye ve herkesin kendi stilini yansıtarak orıjınalliğe hayat vereceği bir partiye çağırıyoruz. ve dahası bu partiye çok çok uzak bır galaksiden gelen özel konukları da davet ediyoruz.

uzun süredir konuşulan büyük işbirliği sonunda gerçekleşti ve ve efsane star wars serisinin ikonik karakterleri ile unutulmayan sahneleri, adidas originals star wars koleksıyonu’nda yer alan ayakkabı ve tekstil ürünlerinde, 2010 ilkbahar/yaz sezonu’nda hayat buldu.

bu eşsiz koleksıyonu hayranlarına en eğlenceli biçimde tanıtmak için, star wars destanı’nın tüm fılmlerini peş peşe yayınlayarak 2010 yılında büyük bır star wars rüzgarı yaratan cnbc-e ile ortak düzenlenen star wars force gatherıng party 20 şubat’ta roxy’de gerçekleşecek. star wars serisinden görüntüler ve filmin müzikleri ile renklenecek ve star wars sahnelerini hatırlatacak bir ortamda gerçekleşecek partide ayrıca, star wars karakterleri ve adidas originals star wars koleksiyonu, meraklılarını bekliyor olacak. katılan herkes için adidas originals’ın bir sürprizi daha var. partiye adidas’larıyla veya star wars kostümüyle gelenlere sınırlı sayıdaki ve mağazalarda satılmayan adidas originals star wars ürünleri hediye edilecek.

biletlerin parti günü roxy kapısından alınabileceği partiye özel davetli olarak katılmak için www.facebook.com/adidasoriginals adresinden ayrıntılı bilginin alınabileceği bir tasarım yarışması başladı. “adidas originals ile star wars’u bir araya getirsen, sen ne tasarlardın?” konseptli yarışmaya katılanlardan, tasarımı en çok beğenilen ilk 3 kişi adidas originals’tan sürpriz hediyeler kazanırken, ilk 25 tasarım sahibi ise star wars force gathering party’ye özel davetli olarak katılma şansını yakalayacak.

davetiye kazanma şansı için ayrıntılı bilgi www.facebook.com/adidasoriginals , www.twitter.com/cnbcetv ve www.facebook.com/cnbcetv ‘de yer alıyor. yılın en orijinal partisi adidas originals ve cnbc-e sponsorluğunda 20 şubat saat 22.00’de roxy’de star wars meraklılarını bekliyor.


1 com

the boat that rocked (2009)

kariyerine"mr. bean", "bridget jones", "nothing hill" senaryolarını sıkıştırmış olan richard curtis'in "love actually"den sonra ikinci filmi olan "the boat that rocked", fena halde rock'n roll sosuna bandırılmış bir absürd komedi. muhteviyatındaki bir dolu absürdlüğe rağmen film, tarihten bir gerçeğin üzerine oturtulmuş: korsan radyolar. 70'lerin ortasında muhafazakar yönetimin başında olduğu ingiltere'de pop ve rock gibi "öteki" müzikler radyolarda pek kendine yer bulamıyormuş. bu kısıtlamayı da çeşitli korsan radyolar delmişler ve şu an çılgın attığımız internet ortamında özgürce dinlediğimiz pop ve rock'n roll müziği ingilizlerin kulaklarına sunmuşlar.

filmde bir grup dj'den oluşan radio rock tayfası ile o soğuk, muhafazakar ingiliz yönetimi arasındaki sürtüşmeleri izliyoruz. gemiye yeni gelen yeniyetme carl'ı milli yapma çabaları, dj'ler arasındaki muhabbetleri, gemiye kabul edilen groupieler filmin içini dolduran diğer unsurlar. ve tabi ki rock'n roll. neredeyse müziksiz bir sahnesi olmayan filmde david bowie'den leonard cohen'e, the who'dan jimi hendrix'e döneme damgasını vurmuş isimlerin parçaları kulaklarımızı şenlendiriyor. şu ana kadar izlemediyseniz izlenecekler listesine +1 olarak geçsin.
2 com

bedük - "electric girl" (yeni klip)


1 com

the house of the devil (2009)

ve karşınızda afişinden jeneriğine, kostümlerinden görüntülerine kadar herşeyiyle 80'ler kokan korku/gerilim filmimiz "the house of the devil" var. ince detaylarına kadar 80'lerin korku sinemasına bir saygı duruşunda bulunan film, kendi yazdığı filmleri kendi yönetme adetine sahip olan ti west'in filmografisinde 4. filmi.

açılışında 1980'lerde amerikan halkının büyük bir çoğunluğunun şeytani tarikatlerin varlığa inandığı bilgisini vererek başlayan filmin konusu şöyle: üniversitede 2. sınıfı okuyan samantha, okulun yurdunda kalmaktadır. sorumsuz denilebilecek oda arkadaşıyla aynı odayı paylaşmaktan sıkılır ve kendisine bir ev tutar. birkaç gün içerisinde ev sahibine ilk kirayı vermesi gerekmektedir ancak parası yoktur. kampüsteki iş ilanları arasından çocuk bakıcılığı ilanına başvurur ve heyecanlı bekleyişten sonra işe kabul olur. şehir dışındaki eve işteki ilk gecesini geçirmek için gittiğinde onu şüpheli hareketleriyle dikkat çeken evin beyi mr. ulman karşılar. mr. ulman'ın tuhaf istekleri ve kısıtlamaları sam'i huzursuz etse de kendisine teklif edilen 400$'ın büyüsüne kapılır ve işi kabul eder. tabi ay tutulmasının yaşanacağı bu gecede ailenin şeytani planlarından habersizdir.

yakın dönemde "babysitter wanted" ile aynı mevzuyu işleyen, hatta bir yere kadar kurgusunun neredeyse aynı olan "the house of the devil" ağır denilebilecek bir tempoda ilerliyor. özellikle sam'in eve gelişinden itibaren ailenin kurbanı olarak pentagramın üzerine yatırılışına kadar geçen süre hayli uzun. 80'lerin korku sinemasından klişelere tanık olacağımız bu sekanslarda gerilim gittikçe artarken izleyenin final hakkındaki beklentilerini de arttırıyor. ve sam ile beraber hepimizin beklediği kanlı final son 20 dakikaya girerken başlıyor.

her yanıyla buram buram 80'ler kokan "the house of the devil", o dönemin korku sinemasından hoşlananlara fazla şey vadediyor. en azından ben fazlasıyla tatmin oldum bu filmden. ayrıca samantha'nın evde geçirdiği sıkıcı dakikalarda tv'de oynayan ancak izlemekten çekindiği korku filminin romero'nun "night of the living dead" oluşu da hoş bir ayrıntıydı.
0 com

where the wild things are (2009)

björk'ün en sevdiğim parçaları ve klipleri arasında yer alır "the triumph of a heart". "medulla"nın en eğlenceli parçasının videosunda, izlanda kırsalında bir evde insani boyutlarda bir kedi ile björk'ün gönül hikayesini izleriz. büyük kedicik björk'ü ihmal eder, björk de kendisini atar barlara, vurur kadehlerin dibine, sonra da birbirlerinin kıymetini anlarlar ve mutlu sonla biter klip. videoyu bana sevdiren, björk'ün ayrıca "it's in our hands", "it's oh so quiet" kliplerini yöneten spike jonze, bu defa maurice sendak'ın 1963'te yazdığı çocuk kitabını beyazperdeye uyarlarken garip görünümlü canavarları gerçek dünya içerisine dahil ediyor.

hırçın bir karaktere sahip olan max, hayal gücü yüksek bir çocuktur. annesi ve ablasıyla beraber yaşadığı evde kendisine yeterli ilgi gösterilmemesi onu daha da hırçınlaştırmaktadır. bir akşam yemeği öncesinde annesiyle girdiği tartışma sonrası evden kaçan max, bir anda kendini kendi yarattığı dünya içerisinde bulur. bir yelkenliyle açık denizde yol alan max en sonunda bir adaya denk gelir. ayak bastığı bu adada ortamı keşfetmeye çalışırken bir arada yaşayan canavarlara rastlar. canavarların midesine gitmek üzereyken uydurduğu bir hikayeyle kendisinin kral olduğunu canavarlara inandırır ve onların kralı olur.

gerçek ile animasyon karakterlerin harika bir şekilde içiçe geçtiği film, sadece görsel olarak değil müzikleriyle de dikkat çekiyor. "where the wild things are", duruşu itibarıyla çocuklara hitab eden bir film gibi gözükebilir ancak her yaştan bünyenin zevk alabileceğini söylemek mümkün. keyifli vakit geçirmek istiyorsanız, alternatifleriniz arasında olsun.
1 com

up in the air (2009)

walter kirn'ün 2001 yılında yayımlanmış olan aynı isimli romanından sheldon turner ve jason reitman tarafından senaryolaştırılarak beyazperdeye uyarlanan "up in the air"ın başrollerinde george clooney, vera farmiga ve anna kendrick yer alıyor. "thank you for smoking" ve "juno" filmlerinin yönetmeni jason reitman ise sadece senaryoyu uyarlamakla kalmıyor, aynı zamanda filmin yönetmenliğini de üstleniyor. merakla beklenen "82. oscar ödülleri"ne "en iyi film", "en iyi aktör", "en iyi yardımcı kadın oyuncu (vera farmiga - anna kendrick)", "en iyi yönetmen" ve "en iyi uyarlama senaryo" dallarında aday olan "up in the air" böylelikle 2009 yılının en iyi filmleri arasına şimdiden ismini yazdırmış oluyor.

ryan bingham, ilginç mesleği gereği diğerlerinden oldukça farklı biridir. elemanlarını işten çıkaramayacak kadar aciz olan şirket sahiplerinin görevlerini üstlenen ve çalışanlara kibar yoldan "kovuldunuz" diyen ryan'ın neredeyse her günü ayrı bir ülkede, şehirde geçmektedir. bu durumun etkisiyle ryan havalimanlarını evi gibi gören, düzenli bir hayatı ve ciddi bir ilişkisi olmayan, ailesinden kopuk bir adam olarak karşımıza çıkıyor. tüm bu süreç içerisinde bizler de işten çıkarılan insanların farklı ruh hallerini, tepkilerini ve işlerini ne kadar benimsediklerini izliyoruz.


"düzenli" diyebileceğimiz bir hayatı olmadığını belirttiğim ryan, iş seyahatlerinden birinde tıpkı kendisi gibi olan alex'le tanışır. birbirlerinden oldukça etkilenen ikili, benimsedikleri hayat tarzları sebebiyle ciddi bir ilişkiye girişmezler ve uygun olan zamanlarda buluşarak aşklarını tazelerler. ryan'ın alex'le tanışması, ardından pek de samimi olmadığı kız kardeşinin düğününe onu davet etmesi, uzun zamandır aklına dahi getirmediği "yerleşik" hayat tarzını gerçeğe dönüştürmek için bazı şeyleri düşünmesini sağlar. ne var ki bağlı olduğu hayattan vazgeçmek, onun için hiç kolay olmayacak bir durumdur.

hikaye aslında bir adamın tam ortasında bulunduğu iş, aşk, yalnızlık, rekabet, aile, arkadaşlık gibi birçok konuyu içeriyor. tek bir konu gibi gözüken fakat birçok farklı noktaya değinen, arada bazı esprilerle de gülümseten bir film "up in the air". bence 2009'un iyi filmlerinden biri, izlenmeli.

0 com

sylvain chauveau'dan yeni albüm

neo-klasikçiler birbiri ardına albümlerini salmaya başladılar piyasaya. dün jóhann jóhannsson'un yeni albümünden bahsetmiştik bugün de kapitalizmin kara kitabını yazan sylvain chauveau'dan gireyim mevzuya. müziğe minimal tarafından yaklaşan fransız, klasik müzikle elektronik müziği çok iyi bir şekilde işleyip önümüze sunuyor. bazen müziğin karanlık tarafına da geçiş yapan chauveau yeni stüdyo albümünü 22 mart'ta piyasaya sürüyor. "singular forms (sometimes repeated)" adını taşıyan albüm 6 parça içeriyor.

kendisi 2007 yılında ensemble nocturne ile beraber depeche mode şarkılarını akustik bir halde yorumlamış ve bu yorumları "down to the bone" albümüne koymuştu. o albümden "never let me down"u altta dinleyebilirsiniz.

0 com

eluvium - "the motion makes me last" (yeni klip)

oregonlu matthew cooper'ın yürüttüğü experimental/post-rock grubu eluvium, yeni albümü "similes"ı ayın 23'ünde yayınlıyor. albümden ilk video ise "the motion makes me last"a çekilmiş. buyrun burdan yakın.

1 com

aidiyet

"bir yandan fresno'daydık, bir yandan hiçbir yerde. ölüm içimizden birini yakalamadığı, biz de onu gömüp orada yattığını bilmediğimiz sürece nasıl herhangi bir yere ait olabilirdik ki?" *

osmanlı'nın hüküm sürdüğü anadolu'nun bitlis şehrinden gitmek zorunda kalan, önce new york sonra da fresno, california'ya yerleşen bir ermeni ailenin çocuğu william saroyan. kilometrelerce uzakta doğmuş olması bizden biri olmadığı anlamına gelmez. kökünü, hala üzerinde farklı etnik grupların kardeşçe yaşamasına izin verilmediği topraklardan almış ne de olsa. yazdıkları da o toprakları terk etmek zorunda kalan ailenin yaşadığı ıstırabını, aidiyetsizlik duygusunu çok iyi yansıtmakta.

* william saroyan, "ödlekler cesurdur"
0 com

jóhann jóhannsson'dan yeni albüm

her olafur arnalds, max richter dinleyenin last.fm'inde öneriler kısmında adını görebileceği isimlerden biri olan jóhann jóhannsson, yeni albümünü nisan ayında yayınlıyor. klasik müzik ile elektronik tınıları harmanlayan izlandalı sanatçı "and in the endless pause there came the sound of bees" adını taşıyan albümünde, ödüllü "varmints" filmi için hazırladığı müzikler de bulunuyor. sanatçı yeni albümünü tanıtmak üzere çıkacağı avrupa turnesinde yanına çellist hildur guðnadóttir'ı da alacak.

kendisinin 2002 tarihli debut albümü "englabörn"ün açılış parçası olan, romalı şair catullus'un şiirinden yola çıkarak hazırladığı "odi et amo"yu altta dinleyebilirsiniz.


0 com

balkan beat box'tan yeni albüm

daha önce gogol bordello ile beraber çalışmalarından tanıdığımız tamir muskat ile ori kaplan'ın grubu balkan beat box yeni albümü "blue eyed black boy"u 27 nisan'da yayınlıyor. kendi adını taşıyan ilk albümünü 2005 yılında yayınlayan grup, 2007'de ikinci albümü "nu med"i piyasaya sürmüştü. albümlerinde balkan, orta doğu melodileriyle beatleri harmanlayan grubun leziz bir soundu var. oynak ritmleriyle durup dururken insana göbek attıracak potansiyele sahip olan grubun ilk albümünden "la bush resistance"in tadına bir bakın derim.

0 com

trier'den felaket filmi

geçtiğimiz sene "antichrist" ile bizleri geren danimarkalı yönetmen lars von trier, yeni filminde felaket temasını konu alacak. "melancholia" adını taşıyan filmde psikolojik unsurlar ağır basacak. 5 milyon dolarlık bütçeye sahip filmin çekimleri isveç ve almanya'da yapılacak. prömiyerini gelecek yıl cannes film festivali'nde yapmayı planlayan trier, başrolü penelope cruz'a vermeyi planlıyor.
0 com

jónsi - "go do" (yeni klip)

0 com

ustalara saygı'da "yılmaz güney"

beşiktaş belediyesi tarafından düzenlenen "ustalara saygı" toplantılarına paralel olarak düzenlenen "arşivlik muhabbetler - yeşilçam'ı yaratanlara saygı" gecelerinde sinemaseverler bu hafta unutulmaz yılmaz güney filmleri ile buluşacaklar.

ortaköy kültür merkezi'nde bugün (8 şubat 2010) saat 20:00'den itibaren takip edilebilecek olan "yılmaz güney'le 2 saat" başlıklı toplantıya nebahat çehre, nilüfer aydan, suzan avcı ve temel gürsu gibi isimler de eşlik edecek.
1 com

tom waits'ten yeni bir müzikal

daha önce "the black rider", "alice in wonderland", "woyzeck" müzikallerinin yazımına katkıda bulunan efsane, yeni bir müzikalle gündemde. adı henüz konmayan müzikalin hazırlanmasında tom waits'e, önceki 3 müzikalde de ismi olan, robert wilson yardımcı olacak. önümüzdeki yıl paris'te prömiyerini yapacak müzikalin yönetmeni ise daha önce "in bruges"u yöneten martin mcdonagh.
0 com

bronson (2009)

hayatını hırsızlık ilmi üzerine adayan, bunun sonucu olarak yaşamının belli bir kısmını kodeslerde sürdüren jack black, yaşamının son demlerinde bazı söylemlerde bulunur. söylemlerinin mevzusu kodes hayatının, suça bulaşmış insanları evcilleştirmek yerine daha da vahşileştirdiği üzerinedir. dört duvar arasında kapalı tutulan bir insana yapılan kötü muamelelerin insanı daha da suça teşvik edeceğini savunur. 1926'da yazdığı "kazanamazsın"da da bu derdini açıkça ortaya koyar, insanın hayatta hiçbir zaman kazanamayacağı fikriyle beraber. arzu eden şuradan daha fazlasını okuyabilir.

1974 yılında henüz 19 yaşında olan michael peterson, postahaneyi soymak üzereyken yakayı ele verir ve 3 yıl hapse mahkum olur. ilk gençliğinden beri kendisine hakim olan şiddet dürtüsü onu, bu 3 yıl içerisinde alter-egosu olan charles bronson'a dönüştürür. otel odası olarak gördüğü kodes, içerisindeki dürtüleri iyice açığa çıkarır ve suça bağımlı hale gelir. hep hayalini kurduğu ünlü olmayı normal yollarla beceremeyeceğinden o kendi yolunu bulur: ingiltere'nin en sorunlu mahkumu olmak. artık gazetelerde fotoğrafı çıkmaktadır. 3 yıllık kodes yaşantısı onun için neredeyse sürekli bir hale gelir; 34 yıldır içeridedir.

afişinde "21. yüzyılın otomatik portakalı" olarak lanse edilen "bronson", adını da hikayesini de gerçek bir karakterden alıyor. m. peterson'dan c. bronson'a dönüşüm ile beraber bronson'un içerisindeki nedensiz şiddeti dışa vurumunu tüm çıplaklığıyla bize yansıtıyor. kan kırmızısının fetiş olarak karşımıza çıktığı film bir yandan da bronson üzerinden şöhret kültürüne atıfta bulunuyor. filmi, "otomatik portakal" ile kıyaslamak ne kadar doğru olur bilmem ancak en az kubrick'in başyapıtı kadar sert bir film olduğunu söyleyebilirim.

ayrıca başrolde olan tom hardy'e ayrı bir paragraf açmak gerek. ilk olarak jason statham'a teklif edilen bronson rolü, statham'ın programının doluluğu yüzünden tom hardy'e kalmış ki isabet olmuş. hardy resmen alıp götürüyor filmi.

"bronson", yurdum sinemalarına uğramamıştı ancak !f istanbul'un "erkeklik halleri" bölümünde 11, 16 ve 20 şubat'ta gösterime girecek. aklınızda bulunsun. the walker brothers'ın "the electrician"ı eşliğindeki harika açılış sahnesini alttan izleyebilirsiniz.

0 com

michel gondry ve björk'ten ortak proje

daha önce pek çok defa beraber çalışan ikili yeni bir projeye imza atmaya hazırlanıyor. björk'ün "human behaviour" (1995), "army of me" (1995), "isobel" (1995), "hyperballad" (1996), "joga" (1997), "bachelorette" (1997) ve "declare independence" (2007) parçalarının kliplerini çeken fransız yönetmen, 2006 tarihli filmi "the science of sleep"te izlandalıya başrolü teklif etmiş, ancak bizimki kabul etmeyince rol charlotte gainsbourg'a gitmişti. björk, bildiğiniz üzere lars von trier'ın "dancer in the dark" filminde başrolde oynamış ve filmdeki performansıyla cannes'da en iyi kadın oyuncu rolünü kapmıştı. bu filmden sonra björk başka bir filmde rol almayacağını açıklamıştı. gondry ile olan bu yeni proje hakkında bilinen pek bir şey yok. ister misiniz gondry'nin yeni filminde björk oynasın?
0 com

david byrne & fatboy slim'den konsept albüm

david byrne ile fatboy slim ile beraber bu ayın 23'ünde bir konsept albüm yayınlıyor. mevzu ise filipinlerin eski first lady'si imelda marcos. ikili yanlarına pek çok misafir ismi alarak 22 şarkı ve 2 cd'den oluşan bir albüm yapmış. albüm yer aldığı pakette 100 sayfalık bir booklet ve dvd de bulunuyormuş. albümdeki misafirlere ise şöyle bir göz atalım: santigold, tori amos, róisín murphy, florence welch...

altta, "here lies love" adını taşıyan albümün açılış parçası olan ve albüme adını veren parçayı dinleyebilirsiniz. ikiliye bu parçada florence + the machine'den florence welch eşlik etmiş.


(tünelleri aş da gel: http://www.youtube.com/watch?v=1Ybz_AvYcQQ)
1 com

amerikan sapığı müzikal oluyor

amerikalı yazar bret easton ellis'in 1991 yılında yazdığı, geçtiğimiz yüzyılın en önemli 100 romanından biri kabul edilen "american psycho" beyazperdeden sonra şimdi de müzikal olarak karşımıza çıkacak. tabi bizim karşımıza değil. ellis'in patrick bateman karakteri üzerinden tüketim toplumunu hedef aldığı roman, 2000'de mary harron tarafından beyazperdeye içi boşaltılmış bir şekilde aktarılmıştı. filmde hiç rastlayamadığımız içerikteki o sertlik müzikalde kendisine ne kadar yer bulacak merak ediyorum doğrusu.
0 com

yeasayer'den yeni albüm

yeasayer, brooklyn çıkışlı bir indie rock grubu. ilk albümleri olan "all hour cymbals"ı 2007 yılında yayınladılar. soundları hakkında eğer benzetme yapmaya kalkarsak animal collective, grizzly bear hatta fleet foxes'ı saymak mümkün. 11 adet eğlenceli parçadan oluşan debut albümle dikkatleri üzerine çeken yeasayer, yeni albümüyle daha yukarı basamakları hedefleyecektir kuşkusuz. önümüzdeki pazartesi (9 şubat) satışa çıkacak yeni albümleri "odd blodd"da tüm bunların cevabını bulabileceğiz. albümün şu ana dek mojo, uncut, q, spin gibi önemli müzik dergilerinden tam puana yakın not aldığını da araya eklemek gerek.

albümden ilk single "ambling alp" 30 ekim'de beleş indirmeye sunulmuştu. ayrıca yeni albümde yer alan "o.n.e" adlı parçayı da alt taraftaki uygulamaya sadece e-mailinizi girerek indirebilirsiniz. iyi dinlemeler!

















3 com

yiyecekle yaklaşma!

son dönemin dikkat çeken gruplarından xiu xiu, ay sonuna doğru yeni albümü "dear god, i hate myself"i yayınlıyor. albümle aynı adı taşıyan parçaya bir klip çekmişler. 3' 7"lik klipte grup elemanlarından angela seo, bizlere parmak yardımıyla istifra etme tekniğini öğretiyor. eğer şu an yemek yiyorsanız, boşverin, sonra izleyin klibi. veya izlemeyin sadece dinleyin. ayrıca kusarken ağlayan bir ben değilmişim (:

xiu xiu ile ilgili bir başka mevzuat ise joy division'ın efsane albümü "unkown pleasures"ı deerhoof ile beraber canlı icra edecek olmaları. panda bear, rufus wainwright, fuck buttons, wolf parade gibi grupların sahne alacağı, 29 nisan'da avusturya'daki donaufestival'de iki grup bir araya gelip albümden parçaları bir bir yorumlayacak.


(tünelden gel: http://www.youtube.com/watch?v=MluEVeLEsQY)
0 com

dead weather'dan 2. albüm

dün them crooked vultures için yazdıklarımın aynısı the dead weather için de geçerli. jack white'ın kurduğu grup sadece 7 ay önce ilk albümünü yayınlamış ve süksesini yapmıştı. "horehound"un arkasından yeni albümün yolda olduğunun işaretini birkaç önce vermişti grup, şimdi de çıkış tarihi için söz kesmişler, nisan diyorlar. albümden ilk single "blue blood blues" yakında ortama düşer.
0 com

the strokes stüdyoda

the strokes yeni albümünün kayıtları için stüdyoya girdi. son albümünü 2006 yılında çıkaran grup, kayıt çalışmalarını daha önce u2, beck ile beraber çalışan joe chiccarelli prodüktörlüğünde yürütüyor. yeni albümün nasıl olacağı konusunda ise grubun lideri casablancas kendilerini kanıtlamaları gerektiğinden dem vurmuş. green day ve creed kadar büyük olmadıklarını bu seviyeye gelmek için bir adım daha atmaları gerektiğini, o adımı da bu albümle beraber atmayı umduklarını belirtmiş.
0 com

tcv'ye durmak yok

şu kadroya bir bakar mısınız? josh homme (kyuss, queens of the stone age), john paul jones (led zeppelin), dave grohl (nirvana, foo fighters). e daha ne olsun, all star mübarek. bu üçlü geçtiğimiz sene kendi adlarını taşıyan ilk albümle ortalığı sallamıştı. anlaşılan fırtınayı dindirmemeye kararlılar. jones'un açıklamasına göre them crooked vultures, bu yaz 2. albüm için stüdyoya kapanacak ve seneyi devirmeden yeni kaydı piyasaya sürecek. sabırsızlıkla bekliyoruz!
0 com

bir patti smith kitabı: "just kids"

punk rock ozanı patti smith'in yeni kitabı "just kids" geçtiğimiz ayın 19'unda yayınlandı. smith'in yeni kitabı, eski sevgilisi robert mapplethorpe ile olan ilişkisini konu alıyor. patti smith daha önce de ünlü fotoğrafçı olan sevgilisi mapplethorpe için "the coral sea" adındaki kitabı yazmıştı. ikilinin 60'ların sonu 70'leri kapsayan new york ve chelsea hotel yıllarındaki birliktelikleri, kendi alanlarında yükselişe geçişlerinden izler taşıyan kitabı ne zaman türkçe okuruz bilinmez.
0 com

13. uluslararası uçan süpürge kadın filmleri festivali

bu sene 6-13 mayıs 2010 tarihleri arasında düzenlenecek olan "13. uluslararası uçan süpürge kadın filmleri festivali", son başvuru tarihi 9 nisan 2010 olan "kötülük" temalı kısa film yarışması düzenliyor.

10 dakikadan uzun olmayan filmleri belirleyecek olan seçici kurulu burcu aykar şirin, seçil büker ve gülden treske'den oluşan kısa film yarışmasının kazananları 6 mayıs'ta yani festivalin açılış töreninde açıklanacak.

çankaya belediyesi'nin katkılarıyla düzenlenecek olan yarışmada birinci filme 2.500, ikinci filme 1.500 ve üçüncü filme tam 1.000 tl para ödülü verilecek. başvuru formu ve katılım şartları için uçansüpürge'nin resmi web sitesini ziyaret etmeniz yeterli. katılacak olanlara şimdiden başarılar diliyoruz.

ayrıntılı bilgi için:
adres: büyükelçi sokağı 20/4 kavaklıdere - ankara, türkiye
telefon: +90 312 427 00 20/19
fax: +90 312 466 55 61


0 com

oscar adayları belli oldu

7 mart gecesi dağıtılacak olan 82. oscar ödüllerine adaylar bugün belli oldu. yılın en iyi filmi kategorisinde 1944'ten bu yana 5 film aday gösteriliyordu ve bildiğiniz gibi bu yıl değişikliğe gidilerek 10 film aday gösterildi. adaylıklara göz atılırsa kısa süre önce altın küre'de en iyi film ödülüne layık görülen "avatar", oscar'da 9 dalda adaylığa sahip. bir başka 9 adaylığa sahip film ise "the hurt locker". "julie & julia"daki performansıyla "en iyi kadın oyuncu" dalında yarışacak olan meryl streep ise 16. defa oscar ödüllerinde aday gösterilmiş oldu. adayların listesini altta görebilirsiniz.

en iyi film:
avatar (2009)
the blind side (2009)
district 9 (2009)
an education (2009)
the hurt locker (2008)
inglourious basterds (2009)
precious: based on the novel push by sapphire (2009)
a serious man (2009)
up (2009)
up in the air (2009/i)

en iyi aktör:
jeff bridges - crazy heart (2009)
george clooney - up in the air (2009/i)
colin firth - a single man (2009)
morgan freeman - invictus (2009)
jeremy renner - the hurt locker (2008)

en iyi aktrist:
sandra bullock - the blind side (2009)
helen mirren - the last station (2009)
carey mulligan - an education (2009)
gabourey sidibe - precious: based on the novel push by sapphire (2009)
meryl streep - julie & julia (2009)

en iyi yardımcı erkek oyuncu:
matt damon - invictus (2009)
woody harrelson - the messenger (2009/i)
christopher plummer - the last station (2009)
stanley tucci - the lovely bones (2009)
christoph waltz - inglourious basterds (2009)

en iyi yardımcı kadın oyuncu:
penélope cruz - nine (2009)
vera farmiga - up in the air (2009/i)
maggie gyllenhaal - crazy heart (2009)
anna kendrick - up in the air (2009/i)
mo'nique - precious: based on the novel push by sapphire (2009)

en iyi yönetmen:
kathryn bigelow - the hurt locker (2008)
james cameron - avatar (2009)
lee daniels - precious: based on the novel push by sapphire (2009)
jason reitman - up in the air (2009/i)
quentin tarantino - inglourious basterds (2009)

en iyi özgün senaryo:
the hurt locker (2008): mark boal
inglourious basterds (2009): quentin tarantino
the messenger (2009/i): oren moverman, alessandro camon
a serious man (2009): joel coen, ethan coen
up (2009): bob peterson, pete docter

en iyi uyarlama senaryo:
district 9 (2009): neill blomkamp, terri tatchell
an education (2009): nick hornby
in the loop (2009): jesse armstrong, simon blackwell, armando iannucci, tony roche
precious: based on the novel push by sapphire (2009): geoffrey fletcher
up in the air (2009/i): jason reitman, sheldon turner

en iyi sinematografi:
avatar (2009): mauro fiore
das weisse band - eine deutsche kindergeschichte (2009): christian berger
harry potter and the half-blood prince (2009): bruno delbonnel
the hurt locker (2008): barry ackroyd
inglourious basterds (2009): robert richardson

en iyi kurgu:
avatar (2009): stephen e. rivkin, john refoua, james cameron
district 9 (2009): julian clarke
the hurt locker (2008): bob murawski, chris innis
inglourious basterds (2009): sally menke
precious: based on the novel push by sapphire (2009): joe klotz

en iyi sanat yönetimi:
avatar (2009): rick carter, robert stromberg
the imaginarium of doctor parnassus (2009): anastasia masaro
nine (2009): john myhre
sherlock holmes (2009): sarah greenwood
the young victoria (2009): patrice vermette

en iyi kostüm:
bright star (2009): janet patterson
coco avant chanel (2009): catherine leterrier
the imaginarium of doctor parnassus (2009): monique prudhomme
nine (2009): colleen atwood
the young victoria (2009): sandy powell

en iyi makyaj:
il divo (2008)
star trek (2009)
the young victoria (2009)

en iyi soundtrack:
avatar (2009): james horner
fantastic mr. fox (2009): alexandre desplat
the hurt locker (2008): marco beltrami, buck sanders
sherlock holmes (2009): hans zimmer
up (2009): michael giacchino

en iyi şarkı:
crazy heart (2009): t-bone burnett, ryan bingham("the weary kind")
faubourg 36 (2008): reinhardt wagner, frank thomas("loin de paname")
nine (2009): maury yeston("take it all")
the princess and the frog (2009): randy newman("down in new orleans")
the princess and the frog (2009): randy newman("almost there")

en iyi ses:
avatar (2009)
the hurt locker (2008)
star trek (2009)
up (2009)
inglourious basterds (2009)

en iyi ses yönetimi:
avatar (2009)
the hurt locker (2008)
inglourious basterds (2009)
star trek (2009)
up (2009)

en iyi görsel efekt:
avatar (2009)
district 9 (2009)
star trek (2009)

en iyi animasyon:
coraline (2009)
fantastic mr. fox (2009)
the princess and the frog (2009)
the secret of kells (2009)
up (2009)

en iyi yabancı film:
ajami (2009): scandar copti, yaron shani(israel)
das weisse band - eine deutsche kindergeschichte (2009): michael haneke(germany)
el secreto de sus ojos (2009): juan josé campanella(argentina)
un prophète (2009): jacques audiard(france)
la teta asustada (2009): claudia llosa(peru)

en iyi belgesel:
burma vj: reporter i et lukket land (2008): anders østergaard
the cove (2009): louie psihoyos
food, inc. (2008): robert kenner
the most dangerous man in america: daniel ellsberg and the pentagon papers (2009): judith ehrlich, rick goldsmith
which way home (2009): rebecca cammisa

en iyi kısa belgesel:
china's unnatural disaster: the tears of sichuan province (2009) (tv)
the last campaign of governor booth gardner (2009)
the last truck: closing of a gm plant (2009) (tv)
królik po berlinsku (2009)
music by prudence (2010)

en iyi kısa animasyon:
french roast (2008)
granny o'grimm's sleeping beauty (2008)
la dama y la muerte (2009)
logorama (2009)
wallace and gromit in 'a matter of loaf and death' (2008) (tv)

en iyi kısa film:
the door (2008)
istället för abrakadabra (2008)
kavi (2009)
miracle fish (2009)
the new tenants (2009)