the women (2008)

diane english'in, ilk yönetmenlik denemesinde farklı bir film yaratmak istediğini ve bunu büyük bir başarıyla gerçekleştirdiğini söylemek hiç yanlış olmaz. filmin en büyük özelliği, geniş bir açıyla kalabalık bir caddeye baktığımızda bile bir erkeğe rastlamamamızdı. benim gibi buna dikkat edenler olduysa, filmin geri kalanında da erkek karakter görmeyeceğini filmin başından anlamış olsa gerek. hatta mary'nin evdeyken onu boş bir "fısfısçı" kadınla aldatan kocacıyla kavga etme sahnelerinde bile o meşhur kocası stephen haines'i göremiyoruz. tıpkı telefon konuşmalarında karşı tarafın, yani kocasının sesini duyamamamız gibi. fakat filmin sonundaki minik süpriz bu tezimizi yıkıyor. herneyse..

az çok "devil wear's prada"yı anımsatıp, bazı diyaloglarda da "sex and the city"yi çağrıştıran "the women", daha önce televizyonlardan tanıdığımız diane english'in ilk yönetmenlik denemesi olmasına rağmen oldukça başarılı ve farklı bir eser. öyle ki filmi izledikten sonra bir kadın olarak bazı konulara öncekinden daha farklı bir bakış açısı ediniyorsunuz. erkeklerle ilişkileri, aldatılma ve aldatma, annelik, dostluk, iş hayatı gibi geniş bir çerçevede ele alınan kadın olgusunun daha başarılı bir şekilde anlatıldığı bir film düşünmek mümkün değil. tüm bu sebeplerle, yakın bir dostunuzla izleyip mutlaka kendinizden birşeyler katabileceğiniz "the women" izlenmelidir diyerek yazımı sonlandırıyorum.

0 yorum:
Yorum Gönder