my sister's keeper (2009)
my sister's keeper, jodi picoult'ın aynı isimli romanından jeremy leven ve nick cassavetes tarafından beyazperdeye uyarlanan ve başrollerinde abiagil breslin, cameron diaz, walter raney, sofia vassilieva, jason patric, alec baldwin gibi isimlerin yer aldığı dram yanı çok ağır basan bir film. romanı senaryolaştırmada jeremy leven'a yardımcı olan nick cassavetes, aynı zamanda filmin yönetmenliğini de üstlenmiş ve ortaya "notebook" gibi muhteşem bir film çıkmış.
çok sevdikleri güzel kızları kate'in lösemi olduğunu öğrenen sara ve brian fitzgerald çiftinin kate'i kurtarmak için yapmaları gereken tek şey doktorlarının da tavsiyesi üzere bir bebektir. bunun üzerine sara, kızı kate'e donör olması için genleri labaratuvar ortamında değiştirilmiş anna isminde bir bebek dünyaya getirir. anna'nın doğumundan itibaren göbek bağından alınan kan ve kemik iliği nakli gibi birçok operasyon gerçekleştir fakat kate'in durumu çok ciddidir ve böbrek nakline ihtiyacı vardır.
tüm bunlar yaşanırken anna kullanıldığını hissetmekte ve böbreğini kardeşine bağışlamaktan vazgeçmektedir. bunun üzerine kendisine tuttuğu avukat ile ailesini dava eder. sebebi ise kendi rızası olmadan tıbbi operasyonlarda kullanılmaktır.
ölüme adım adım yaklaşan kate'in aşk, hüzün, bağlılık, mutluluk ve güven hikayesi "my sister's keeper". bir kızın kardeşi için neler yapabileceğine tanık oluyoruz filmde ve özellikle kız kardeşi olanlar için bunun oldukça etkileyici olduğundan eminim. doğru bildiğimiz yanlışları, onsuz kalabileceğimiz için gitmesini istemediğimiz insanlara acı çektirişimizi izliyoruz kısaca. şahsen ben filmi izledikten sonra hem duygulandım, hem de aşk veya sevginin insanın sadece kendini düşündüğü için vazgeçilmez olduğu kanısına vardım. kısacası yılın en başarılı dram filmlerindendi "my sister's keeper". kesinlikle izlenmeli.
çok sevdikleri güzel kızları kate'in lösemi olduğunu öğrenen sara ve brian fitzgerald çiftinin kate'i kurtarmak için yapmaları gereken tek şey doktorlarının da tavsiyesi üzere bir bebektir. bunun üzerine sara, kızı kate'e donör olması için genleri labaratuvar ortamında değiştirilmiş anna isminde bir bebek dünyaya getirir. anna'nın doğumundan itibaren göbek bağından alınan kan ve kemik iliği nakli gibi birçok operasyon gerçekleştir fakat kate'in durumu çok ciddidir ve böbrek nakline ihtiyacı vardır.
tüm bunlar yaşanırken anna kullanıldığını hissetmekte ve böbreğini kardeşine bağışlamaktan vazgeçmektedir. bunun üzerine kendisine tuttuğu avukat ile ailesini dava eder. sebebi ise kendi rızası olmadan tıbbi operasyonlarda kullanılmaktır.
ölüme adım adım yaklaşan kate'in aşk, hüzün, bağlılık, mutluluk ve güven hikayesi "my sister's keeper". bir kızın kardeşi için neler yapabileceğine tanık oluyoruz filmde ve özellikle kız kardeşi olanlar için bunun oldukça etkileyici olduğundan eminim. doğru bildiğimiz yanlışları, onsuz kalabileceğimiz için gitmesini istemediğimiz insanlara acı çektirişimizi izliyoruz kısaca. şahsen ben filmi izledikten sonra hem duygulandım, hem de aşk veya sevginin insanın sadece kendini düşündüğü için vazgeçilmez olduğu kanısına vardım. kısacası yılın en başarılı dram filmlerindendi "my sister's keeper". kesinlikle izlenmeli.
0 yorum:
Yorum Gönder