taraf tutmak

(bu post, diziyi izlemeyenlere anlamsız gelebileceği gibi diziyi yeni izlemeye başlayanlar ve ilk iki sezonu henüz tamamlamayanlar için de spoiler niteliğindedir. aman ha!)

taraf olmamızın istendiği hatta zorlandığı günü, istenmeyen bir sonuçla da olsa, geride bırakmış bulunuyoruz. ancak başlığın ve yazının mevzusu üstteki promo fotoğrafından anlaşılacağı üzere bu değil. filmlerin yanına artık dizileri de ekleyecek olursam, çoğu yapımda yönetmenin niyetine veya kendi bakış açımıza göre taraf tutmak durumunda kalırız. bazen yönetmen bizim adımıza kararı verebilirken bazen de her iki tarafı önümüze sunup tercihi bizim yapmamızı bekler. tabi yönetmenin taraf olmamızı istediği karaktere bağlı kalıp kalmamak bizim insiyatifimizde.

fringe'in ilk iki sezonuna baktığımızda ise son birkaç bölümü göz ardı edersek, paralel evrenler arasında bizim olan taraf hep iyi olarak gösterildi. gerçi şekil değiştiren askerler ortaya çıkana kadar biz hep kötüyü kendi içimizde arar olduk ve baş şüpheli olarak da william bell ve şirketi massive dynamic ortaya sürüldü. işin içine paralel evren girdiğinde ise artık diğer tarafın pis, kaka olduğunu düşündük. ancak 2. sezonun finali olan 22. ve 23. bölümlerde diğer tarafı görmemizle kafalarda bazı şeyler değişir oldu. walter bishop'un diğer tarafa geçişiyle beraber açtığı zarar ve walternate'in elinden peter'ı almasıyla yarattığı intikam hırsını görmek beni muallakta bıraktı. şüpheli gözüyle baktığımız william bell bile son dakikalarda iyilik meleği gibi yardımını ederek aramızdan ayrıldı. en başından beri bizden taraf olmamızı bekleyen dizi, 23 eylül'de başlayacak yeni sezonuyla bizi bir yol ayrımında bırakıyor ve tercih bizim insiyatifimize kalıyor. herkes tarafını alsın bizim dizi başlıyor.

0 yorum: