yönetmen kelly reichardt'ın, jonathan raymond ile beraber senaryosunu yazdığı filmin başrolünde wendy rolünde michelle williams var. film, "2008'in en iyi 10 filmi"nden biri seçilip afi (amerikan film enstitüsü) ödülünü almıştır.
wendy, köpeği lucy ile beraber işçi arayışında olan alaska'ya varıp kendine düzenli hayat kurmak isteyen, kendini yollara atmadan önce ablası ve onun kocasıyla beraber yaşayan bir genç kızdır. arabasına atlayıp yola koyulan wendy, geceyi geçirmek için arabasını yol kenarına parkeder ve sabah camının tıkırtlanması üzerine uyanır. camı tıkırtlayan bir güvenlik görevlisidir ve wendy'den arabasını başka bir yere parketmesini rica eder. wendy arabasını çalıştırmaya çalışır fakat artık çok geçtir, araba bozulmuştur.
tüm bu olaylar gelişirken, wendy köpeği lucy'nin mamasının bittiğini farkeder. dikkatli harcaması gereken parayı lucy'nin mamasına vermeyip, mamaları çalmaya çalışan wendy, marketin çalışanı tarafından yakalanır. başına büyük bir bela açmayacağını düşündüğü bu hırsızlık olayı sayesinde karakolluk olan wendy, karakolda geçirdiği saatler boyunca marketin önüne bağladığı köpeği lucy'i düşünmekten adeta çılgına dönmüştür ve karakoldan çıkar çıkmaz marketin yolunu tutar. geri döndüğünde lucy'i orada bulamayınca her yerde onu aramaya başlar.
2008'in en iyi filmlerinden seçilmesi boşuna değil "
wendy and lucy"nin. ağır ilerleyen filmleri sevmeyenler için pek ideal olduğu söylenmez ama ben sevdim. izlenmeli.
gün itibarıyla jazz esintileri barındıran yeni albümü "préliminaires"'i piyasaya sunan iggy pop, geçtiğimiz günlerde the australian'a verdiği röportajda 30 yıldan sonra ilk defa james williamson ile buluştuğunu söylemiş. peki james williamson kim? the stooges'un 1973'te yaptığı ve punk'ın kilometretaşlarından biri olan "raw power" albümünde gitarın tellerine vuran adam. ikili beraber bir şeyler yapabileceklerinden bahsetmişler. bakalım konu icraata dökülecek mi?
