mutants (2009)
fransız korku sinemasının son yıllardaki... eeee aynı lafları okumaktan gına gelenler için bir temcit pilavı da ben yapmayacağım. film hakkında karalayacaklarıma böylesi bir giriş yapmam da "mutants"'ın diğer örnekler kadar dikkat çekici olduğu anlamına da gelmiyor ne yazık ki. "à l'intérieur", "martyrs", "frontier(s)" sonrası "mutants" tam bir çirkin ördek yavrusu. tabi bu tanım benim için geçerli yoksa siz dışlanan bu yavruyu sevip ekmek parçalarıyla besleyebilirsiniz.
survival korku sınıfına ekleşebileceğimiz "mutants"ta sebebi bilinmeyen ve film boyunca öğrensek de rahatlasak dedirten bir nedenden dolayı bölge halkı mutasyon yaşamakta ve mutant hale gelince diğer insanlara saldırmaktadır. aslında son dönemde önümüze bolca konan infected türü canlılardan pek bir farkı yok bunların. virüsü kapan, sağlıklı insanlara saldırıp onların sağlıklı etlerini mideye indirmekte, virüsü yaymaktadır. hamile olan doktor sonia ve eşi marco ise hayatta kalmaya çalışmaya çabalamaktadır. onları bu ortamdan kurtaracak tek çıkar yol ise askeri üsse sığınmaktır.
filmin klişeden ibaret olan açılış sahnesi daha sonra yaşanacaklara ilişkin fikir vermekte. marco'nun virüsü kapmasından sonra sonia, marco'nun dönüşüme uğramasını engellemeye çalışır ancak başaramaz, yine de çok sever onu. öldürmeye kıyamaz, sevgi pıtırcığı bir mutant elde etmeyi başarır. benim için bir filmi kötü kılan da işte bu noktadır. can yücel, boşuna "bağlanmayacaksın" dememiş arkadaş, öldüreceksin. senin annen, kardeşin, sevgilin, arkadaşın artık her kimse zombieye, mutanta, virüslüye dönüştüyse gözünü kırpmadan uçuracaksın beynini arkadaş. çünkü gaddar olarak adledilen bu dünyada bir yaşam hakkına sahipsin ve bu hakkını böylesi salak romantizme kapılıp harcamamalısın. içimi de döktükten sonra filmin türdeşleri arasında geride kaldığını ancak makyaj ve efektlerin hatrına vakit öldürmek üzere çerez niyetine izlenebileceğini söyleyebilirim. izlemezseniz de çok bir şey kaybetmezsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder