satır arası
"... nuri efendi sık sık, "ayar, saniyenin peşinde koşmaktır!" derdi. halit ayarcı'yı pek şaşırtan sözlerinden biri de bu olmuştu:
- düşün hayri irdal, düşün aziz dostum bu ne sözdür? bu demektir ki, iyi ayarlanmış bir saat, bir saniyeyi bile ziyan etmez! halbuki biz ne yapıyoruz? bütün şehir ve memleket ne yapıyor? ayarı bozuk saatlerimizle yarı vaktimizi kaybediyoruz. herkes günde saat başına bir saniye kaybetse, saatte on sekiz milyon saniye kaybederiz. günün asıl faydalı kısmını on saat addetsek, yüz seksen milyon saniye eder. bir günde yüz seksen milyon saniye yani üç milyon dakika; bu demektir ki, günde elli bin saat kaybediyoruz. hesap et artık senede kaç insanın ömrü birden kaybolur. halbuki bu on sekiz milyonun yarısının saati yoktur; ve mevcut saatlerin çoğu da işlemez. içlerinde yarım saat, bir saat gecikenler vardır. çıldırtıcı bir kayıp... çalışmamızdan, hayatımızdan, asıl ekonomimiz olan zamandan kayıp. şimdi anladın mı nuri efendinin büyüklüğünü, dehasını?.. işte biz onun sayesinde bu kaybın önüne geçeceğiz. işte enstitümüzün asıl faydalı tarafı..."
alıntı, ahmet hamdi tanpınar'ın türk insanının doğu ile batı kültürü arasında bocalayışını kendi kara mizahından süzerek anlattığı kitabı "saatleri ayarlama enstitüsü"nden. roman, önümüzdeki sene 50 yılı devirmiş olacak ancak biz hala iki kültür arasında savruluyor olacağız.
geçtiğimiz hafta , bakkal ve kimi esnafın iş yerini sabahın erken saatinde (karganın bokunu yediği saat diyerek terbiyesizleşebilirdim de) açıyor oluşunu kültürümüz olarak addeden enerji bakanı, işe başlama saatinin 6 olması gerektiğini belirtti. gün ışığından daha fazla yararlanarak, enerji tasarrufu yapmak, ekonomimizi hali yoluna koymak gerekiyormuş. belki de ihtiyacımız olan şey, ayarı bozuk saatlerimizi ayarlayacak bir enstitüdür. hem nüfusumuz da 18 milyon değil artık, 70 milyondan ne kaynak yaratılır! yok, eğer biz 6'da işbaşı yapacak olursak, bakkallar önümüze sıcak ekmeği koyabilmek için 4'te açılacak, derken kantarın topuzu iyice kaçacak, yeni bir kültür yaratılıp sabah namazı öncesi işe başlanacaktır.
geçtiğimiz hafta , bakkal ve kimi esnafın iş yerini sabahın erken saatinde (karganın bokunu yediği saat diyerek terbiyesizleşebilirdim de) açıyor oluşunu kültürümüz olarak addeden enerji bakanı, işe başlama saatinin 6 olması gerektiğini belirtti. gün ışığından daha fazla yararlanarak, enerji tasarrufu yapmak, ekonomimizi hali yoluna koymak gerekiyormuş. belki de ihtiyacımız olan şey, ayarı bozuk saatlerimizi ayarlayacak bir enstitüdür. hem nüfusumuz da 18 milyon değil artık, 70 milyondan ne kaynak yaratılır! yok, eğer biz 6'da işbaşı yapacak olursak, bakkallar önümüze sıcak ekmeği koyabilmek için 4'te açılacak, derken kantarın topuzu iyice kaçacak, yeni bir kültür yaratılıp sabah namazı öncesi işe başlanacaktır.
0 yorum:
Yorum Gönder