midnight in paris (2011)


jack kerouac, kökenlerinin paris'te olduğuna inanıp, çok sevdiği yola atlayıp paris'e gelişini, paris'te her yerde kökenlerine ait bilgileri edinme çabasını, hatta biraz da kendini tanıma çabasını ve burada yaşadığı aydınlanmayı "paris'te satori" kitabında anlatır. woody allen'ın avrupa'daki duraklarından biri olan paris'te geçen filmi bana bu kitabı çağrıştırdı. kendisiyle son derece uyumsuz olan nişanlısı inez'in babasının iş gezisi nedeniyle geldikleri paris'te, inez'in antipatik arkadaşlarıyla beraber dansa gitmeyi reddeden gil, paris sokaklarında kaybolur. bir merdivene çökmüş umutsuzca ne yapacağını düşünen gil'e önünde duran arabadan yapılan davet sadece bir şehir turu için değildir. onun altın çağı'na giriş için, aydınlanması için bir kapıdır.

"midnight in paris", konusu itibariyle allen'ın son dönemde çektiği avrupa'da geçen filmlerinden farklı bir yerde. edebiyat, sinema çevrelerine olan vurgularıyla daha çok new yorker filmlerini andırıyor. filmi izlemeden önce woody allen'ın sinema diline aşina olmak ve hatta filmde geçen dali, picasso, hemingway, fitzgerald gibi isimler hakkında belli bir düzeyde bilgiye sahip olmak filmden alınan zevki kat kat arttırıyor. düz bir seyirle de filmden zevk alınabilir ancak karakterlerin çok fazla karikatürize edildiği gibi gereksiz yorumlara rastlamak mümkün olabiliyor.

2 yorum:

gri kent sakini | 4 Kasım 2011 11:57

sevgili Koray bende bu bu filmi gece yarısına yakın bir saatte son matine saatinde izlemiştim bir sinemada... filmden çıktıktan sonra bir kaldırıma oturup gecenin içinden çıkıp gelen ve beni 20 lerin Paris ine götürecek eski bir araba gözleme hissi kapladı içimi... Paris e tutkulu bir adam olarak müzikleri, konusu, fotoğrafları ile büyüledi ve bir de Marion Cotillard faktörü vardı ki diyecek söz bırakmadı... Allen gerçekten şehre bir kez daha aşık ediyor adamı... farklı avrupa kentlerinde bu tarz filmler yapacağı konusunda bir yazı okumuştum umarım olur, keyifle seyredilir... Bu arada karakterlerin karikatürize edildiği sahnelerde gerçekten gereksizdi fakat bütünü bozmayacak sıkıcılıktaydı...Teşekkürler paylaşım için...

k.a. | 4 Kasım 2011 15:41

Marion Cotillard faktörü bambaşka bir faktör hocam girersek çıkamayız. sözlük karşılığı ateş gibi kadın :)