3 com

hey kowalski, you out there?

vanishing point (1971)
2 com

midnight in paris (2011)


jack kerouac, kökenlerinin paris'te olduğuna inanıp, çok sevdiği yola atlayıp paris'e gelişini, paris'te her yerde kökenlerine ait bilgileri edinme çabasını, hatta biraz da kendini tanıma çabasını ve burada yaşadığı aydınlanmayı "paris'te satori" kitabında anlatır. woody allen'ın avrupa'daki duraklarından biri olan paris'te geçen filmi bana bu kitabı çağrıştırdı. kendisiyle son derece uyumsuz olan nişanlısı inez'in babasının iş gezisi nedeniyle geldikleri paris'te, inez'in antipatik arkadaşlarıyla beraber dansa gitmeyi reddeden gil, paris sokaklarında kaybolur. bir merdivene çökmüş umutsuzca ne yapacağını düşünen gil'e önünde duran arabadan yapılan davet sadece bir şehir turu için değildir. onun altın çağı'na giriş için, aydınlanması için bir kapıdır.

"midnight in paris", konusu itibariyle allen'ın son dönemde çektiği avrupa'da geçen filmlerinden farklı bir yerde. edebiyat, sinema çevrelerine olan vurgularıyla daha çok new yorker filmlerini andırıyor. filmi izlemeden önce woody allen'ın sinema diline aşina olmak ve hatta filmde geçen dali, picasso, hemingway, fitzgerald gibi isimler hakkında belli bir düzeyde bilgiye sahip olmak filmden alınan zevki kat kat arttırıyor. düz bir seyirle de filmden zevk alınabilir ancak karakterlerin çok fazla karikatürize edildiği gibi gereksiz yorumlara rastlamak mümkün olabiliyor.
0 com

pazar güzellemesi

0 com

dexter

minik harrison'ın anaokul seçimi, brother sam'in vaazları, kutsal kitaptaki olayların sahnelenip önümüze konulmasıyla yoğun bir din temalı sezon izlemekteyiz. ki işin renginin böyle olacağı sezon posterinden belliydi. belli bir şablonu olan ve her sene aynı şablonun ısıtılıp ısıtılıp önümüze konduğu dizide, sezonun en heyecan veren yanı işlenen cinayetlerin sanatsallığı. ikili dex'in masasına yatana kadar (tabi ezber bozulmazsa) her bölüm güzel cinayetler izleyecek gibiyiz.
0 com

alıntı #1



"ne düşündüğünü biliyorum. acaba beş kez mi ateş ettim, altı mı? doğrusunu söylemek gerekirse bu kargaşada ben de hesabı şaşırdım. ama şimdi, bu kırkdörtlük bir magnum, dünyanın en güçlü tabancası ve rahatlıkla senin kafanı uçurabilir. kendine sor 'bugün kendimi şanslı hissediyor muyum?' diye. ha, kendini şanslı hissediyor musun?"

clint eastwood, "dirty harry" - 1971