hayat var (2008)

istanbul boğazı genelimiz için zenginliği ifade ediyor. veya öteki hayatı düşündürmüyor diyeyim. boğazın kenarındaki görkemli yalılar, yüksek kira ödenerek oturulan boğaza bakan evler, fahiş fiyata kıyısında mideye indirilen balıklar. peki ya diğerleri? istanbul'un çilesini çekenler, kaymak tabakanın rahatını idame ettirenler. onlar ne yapar, nasıl yaşar?

boğazın kenarında, adına hayat denen bir çile içerisinde, adı hayat olan bir kız ve ailesi yaşamaya çalışıyor. geçimini, boğazın kenarına demir atmış heybetli gemilerin tayfasına kadın temin ederek, -deniz polisinin nefesi ensesinde- kaçakçılık yaparak kazanmaya çalışan baba ve nefes zorluğu çekmesine rağmen rakıdan ve sigaradan tavizini vermeyen, yatalak dede. ve onların kirli dünyası arasında sevgi sözcüklerini ancak oyuncak bir ayıdan duyabilen, kızlıktan genç kadınlığa doğru ilk adımlarını cinselliğin satılık olduğu bir ortamda atan güzel bir kız; hayat.

insanın boğazını düğümleyen öyküyü, özellikle elit işcan'ın yaşıyla ters orantılı dev oyunculuğu ve seyir zevkini kat kat arttıran görsellik tamamlıyor. orhan gencebay şarkılarının resmi geçit yaparak damgasını vurduğu "hayat var", kuşkusuz türk sinemasının en iyi ürünleri arasındaki yerini aldı. eğer filmi hala izleme fırsatı bulamadıysanız dvd'sinin henüz çıktığını hatırlatayım.

"bir kapıdan gireceksin
neler neler göreceksin

her çileye göğüs gerip

hayat budur diyeceksin


gün gelecek isyan edip

niye doğdum diyeceksin

gün gelecek isyanına

kahkahayla güleceksin"

7 yorum:

equinox | 25 Şubat 2010 12:20

ayni gun ayni filmi konu etmisiz...
genel cerceveyi kisa ve oz cok guzel ozetlemissiniz.

bense -filmin bana hissettirdigi uzere- (sanirim bu konuda yalnizim) herseye ragmen bir umut vurgusu olduguna inaniyorum.
ama dedigim gibi, bu yonde baska yorumla karsilasmadim simdiye kadar :)

k.a. | 25 Şubat 2010 13:11

teşekkürler öncelikle :)

o konuda yalnız değilsin. film sonu itibarıyla umut vurgusunu yapıyor, genele ters olarak. ancak o umut vurgulanırken de bazı şeyler kurban ediliyor ki bu da bir parça burukluk yaratıyor.

Unknown | 25 Şubat 2010 15:55

reha erdem işte:)
ben bir şey yazamıyorum hatun kızar diye. tam kılıbık oldum yine.

k.a. | 25 Şubat 2010 16:03

djlkdfsjk sen de aussie basketbolu yaz anam

Adsız | 28 Şubat 2010 14:05

selamlar bu yazınız Habertürk gazetesinde yayınlanmış blog tanıtımları köşesinde.çok güzel anlatmışsınız elinize sağlık.film ilgimi çekti.artık takipteyim sevgilerimle.

k.a. | 28 Şubat 2010 14:16

çok teşekkürler haber verdiğiniz ve beğeniniz için :)

ayrıca habertürk'te köşeyi hazırlayanlara da teşekkürler.

Adsız | 6 Mart 2010 15:39

Rica ederim:)