a walk the remember (2002)

"love is patient, love is kind. love is not jealous, it does not brag, and it is not proud. love is not rude, is not selfish, and does not become angry easily. love does not remember wrongs done against it. love is not happy with evil, but is happy with truth. love bears all things, believes all things, hopes all things, endures all things. love never fails.."
"the notebook"un(!) yazarı nicholas sparks'ın aynı isimli romanından karen janszen tarafından senaryolaştırılarak beyazperdeye uyarlanan "a walk the remember"ın yönetmenliğini bir müzikal olan "hairspray"in de yönetmenliğini yapmış olan adam shankman üstlenmiş. filmin başrollerinde ise mandy moore, shane west, peter coyote, al thompson ve daryl hannah gibi isimler yer alıyor.

landon, günümüzde sıkça rastlayabileceğimiz boş beyinli gençliğin içinden biridir. hayatta tek yaptığı insanların kusurlarıyla dalga geçip, arkadaşlarıyla gereksiz muhabbetler etmek olan landon ve arkadaş grubunun başı, dalga geçmek istedikleri kişi yaralanınca belaya girer. diğer arkadaşları işin içinden sıyrılınca suçlu konumuna düşen kişi landon olur ve beladan kurtulmak için okulda sahnelenecek olan müzikalde oyuncu olmak, kardeş okulun öğrencilerine derslerde yardımcı olmak gibi cezalara maruz kalır.

jamie ise diğer insanlardan sıyrılmış fakat kendini iyiliğe adamış sosyal, inançlı, bir o kadar da güzel bir kızdır. münzevi bir hayat süren jamie ile landon'ın yolları işte bu tiyatro sahnesinde kesişir ve olaylar hızlı bir şekilde gelişmeye başlar.

cezaları sebebiyle arkadaşlarıyla eskisi kadar sık görüşemeyen landon, oyunun repliklerini ezberlemek için anaokulundan beri aynı sınıfta olduğu fakat hiçbir şekilde bir diyaloga girmediği jamie'den yardım ister. landon'ın bu isteğini geri çevirmeyen jamie, beraber çalışmak karşılığında ona tek bir şart sunar: "sana yardım ederim. ama bana aşık olmayacaksın."

romantik filmlerin klişelerindendir bu iyi kadın-kötü adam veya kötü kadın-iyi adam olayı. "a walk the remember"da da boş yere nefes tüketen landon'ın, jamie ile kaynaşmasından sonraki düzelme dönemini izliyoruz. başlarda kolej çocuklarının çalkantılı yaşamını izleyeceğimizi düşünürken, bir anda karakterlerin, özellikle landon'ın iç dünyasına giriş yapıyoruz ve içerisinde dram öğelerini de barındıran, başarılı bir film romantik film izliyoruz. aşk acısı çekenlerin kesinlikle izlememesi gereken bir film, onun haricinde izlenmeye değer. the notebook kadar olmasa da ağlatan cinsten.

1 yorum:

benay | 7 Kasım 2009 02:32

notebook gibi bu filmi de seviyorum ama aslında film olarak çok da değerli bulmuyorum, garip.. yorumuna sağlık :)