80'lerde başımıza musallat olan 3 shasher; michael myers, jason voorhees ve freddy krueger hala dehşet saçmaya devam ediyor. bu üçlü arasında favorim olan myers, özellikle son dönemde daha çok ele alındı diğerlerine göre. kariyerini son zamanlarda sinema üzerinden yürüten rob zombie, 2007 yılında ardışık sayılar halinde devam etmekte olan seriyi bozup her şeyi yeniden başlattı ve 1978 tarihli ilk filmi kendi dünyasına uyarlayarak önümüze koydu. genel hatlarında aslına sadık kaldığı bu filmde michael myers'ın çocukluğuna indik hep beraber, onu bu kadar şeytani yapan unsurların neler olduğunu gördük ve dev bir adam haline gelip önüne geleni doğradığını... zombie'nin modernize ederek bize sunduğu filmi beğenmiş ve seriyi devam ettireceğini öğrendiğimde de ilk filmden kaynaklı olarak beklentilerimi yüksek tutmuştum, yeni filmi izleyene kadar.
"halloween ii" aslında olduğu gibi ilk filmin bıraktığı yerden açılıyor. laurie strode, myers'ın psikoloğu olan dr. sam loomis'in de yardımıyla myers'ı silahıyla vurmuştur. myers'ın ölü ve ağır bedeni hastaheneye kaldırılırken, cesedi taşıyan ambulans kaza yapar. myers ise bu kazada yıkılmadım, ayaktayım diyerek kendisine gelir. ve hasat zamanı olan 31 ekim'i bekler. zamanında jamie lee curtis'in canlandırdığı kendi halinde bir kız olan, modern zamanlarda rob zombie'nin rocker, hırçın ve asi bir kişilik kazandırdığı, laurie strode yaşadığı dehşetin etkisinden kurtulamaz. kabuslarında sürekli myers ile karşı karşıya kalır. yaklaşan halloween onu endişelendirmektedir.
rob zombie, bu filminde seriye yenilikler getiriyor. bunlardan biri vakti zamanında jason voorhees'den aşina olduğumuz anne kavramını filme katıyor. "friday the 13th" serisinde jason'ın işlediği cinayetlerin azmettiricisi annesidir bildiğiniz üzere. "halloween" serisinde ise şu ana kadar michael'ın laurie'ye ulaşmak için işlediği cinayetlerin arkasında yatanlar bize pek verilmemişti. aç parantez, her ikisinin de zina yapan gençleri sevmediğini bir kenara koyalım, kapa parantez. rob zombie, bu filminde bir katilin cinayetlerinden ziyade katilin içgüdülerine yönelmiş ve ortaya anne kavramını atmış. her filminde adetten oynattığı eşi, sheri moon zombie'nin canlandırdığı deborah myers, ilk filmde hatırlarsanız bir striptiz kulübünde çalışan ve küçük michael meşhur cinayetlerini işleyene kadar onunla pek ilgilenemeyen bir kadındı. devam filminde ise anne, aileyi biraraya getirmeye çalışıyor. ve bunun için de michael'dan küçük kız kardeşi angel myers'ı (laurie strode) bulup öldürmesini istiyor. tabi onu bulana kadar da kendisine zarar verenleri de haklamasını istiyor. bu uğurda michael 31 ekim günü dehşet saçacağı haddonfield'a girerken ilk olarak striptiz kulübe uğrar ve günün ilk hasadını orada toplar.
bahsettiğim yeniliklerden diğeri ise serinin meşhur doktoru sam loomis üzerinde gerçekleşmiş. loomis, psikolojik danışmanı olduğu michael myers'ın dertleriyle uğraşmaktan sıkılmış, eski kimliğini bir kenara atmış olarak çıkar karşımıza. michael myers ile olan tecrübelerini anlattığı "the devil walks among us" kitabını yayınlar ve bir anda popüler olur. çeşitli konferanslara, tv programlarına çağırılır, sadece kendisinin güldüğü saçma espriler yapar ve önüne gelen hatunlara yazılmaya kalkar. kendisinin kontrolünden çıkan myers'ın saçtığı dehşet, onun için suratını üzgün bir hale sokup, "kurban yakınlarının acısını paylaşıyorum" cümlesinden ibaret olmuştur. ve onun yakaladığı bu popülarite, haddonfield halkında olduğu kadar deborah myers'ta da nefret yaratmıştır. annenin hazırladığı ölüm listesinde onun da adı vardır.
az önce de söylediğim gibi myers'ın içgüdüleri üzerine kurulmuş olan bu film, "halloween" serisinin önceki filmlerine göre daha az cinayet içeriyor. ancak türün vazgeçilemeyecek kan, gerilim gibi unsurları yine olması gereken dozajda ve tatmin edici. filmde kullanılan parçalar yine kulakları doyuracak cinsten. diamond head'den "am i evil", motörhead'den "the chase is better than the catch" kulağıma çalınanlar arasında. ayrıca ilk filmde küçük michael'ın ablasını deştikten sonra giren nazareth'ten dinleyebileceğim tek şarkı "love hurts" bu sefer de nan vernon'ın yorumuyla filmde yer alıyor.
bu, rob zombie'nin
halloween serisindeki son filmiydi. üçüncü bir filmi çekmeyeceğini belirtmiş kendisi. ki, bu filmden sonra iyi bir karar sayılır. ilk iki filmi "house of 1000 corpses" ve "the devil's rejects"te captain spaulding, otis gibi harika karakterler yaratan zombie'nin yine kendi yarattığı karakterleri işlemesini tercih ederim.
"halloween ii", amerika'da ağustos ayında gösterilmişti. yurdum sinemalarına uğraması oldukça uzun bir zaman aldı. filmi önümüzdeki cuma (25 aralık) gösterime girecek. son olarak, gerek michael gerekse jason'ın geniş arazide kaçmakta olan avını eliyle koymuş gibi bulabilmesinde bu anne faktörünün etkisi var mıdır?