factotum (2005)
charles bukowski'nin aynı isimli romanından uyarlanan filmin yönetmenliğini "23. uluslararası istanbul film festivali" kapsamında gösterilen "salmer fra kjøkkenet" filmi ile oldukça beğeni toplayan norveçli yönetmen bent hamer üstlenmiş. bent hamer'ın jim stark ile beraber senaryosunu yazdığı factotum'un başrollerinde ise bukowski'yi kendisinden başka kimsenin bu kadar gerçekçi canlandıramayacağını düşündüğüm dünyanın en güzel gözlü ve yakışıklı aktörlerinden matt dillon ile kendisine sebepsiz bir antipati beslediğim marisa tomei ve çirkin vücutlu fakat sempatik oyuncu lili taylor yer alıyor.
"chinaski'nin hayatından bir dönem.. fabrikalarda 2. sınıf işlerde çalışarak içki ve atyarışı parasını çıkarmaya çalıştığı, kadınlarından biri olan jan ile yaşadığı inişli çıkışlı aşk ve seks hikayesini konu ediniyor."
romana tamamiyle bağlı kalınmasa da, çoğu sahneler ve diyaloglar tam kafamda canlandırmaya çalıştığım gibiydi. özellikle bazı sahnelerde sesine hayran olduğum kristin asbjørnsen ablamızın giriş yapıp i wish to weep ve slow day gibi sanat harikası iki şarkıyı seslendirmesi, filmin içinde kaybolmamı sağladı adeta. doğrusunu söylemek gerekirse iki gündür çabalıyorum bu film yorumu için, ya söyleyecek çok şey var kelimeleri toparlayamıyorum, ya da gerçekten anlatamıyorum düşüncelerimi. önce kitap, sonra film. kesinlikle izlenmeli.
"chinaski'nin hayatından bir dönem.. fabrikalarda 2. sınıf işlerde çalışarak içki ve atyarışı parasını çıkarmaya çalıştığı, kadınlarından biri olan jan ile yaşadığı inişli çıkışlı aşk ve seks hikayesini konu ediniyor."
romana tamamiyle bağlı kalınmasa da, çoğu sahneler ve diyaloglar tam kafamda canlandırmaya çalıştığım gibiydi. özellikle bazı sahnelerde sesine hayran olduğum kristin asbjørnsen ablamızın giriş yapıp i wish to weep ve slow day gibi sanat harikası iki şarkıyı seslendirmesi, filmin içinde kaybolmamı sağladı adeta. doğrusunu söylemek gerekirse iki gündür çabalıyorum bu film yorumu için, ya söyleyecek çok şey var kelimeleri toparlayamıyorum, ya da gerçekten anlatamıyorum düşüncelerimi. önce kitap, sonra film. kesinlikle izlenmeli.
2 yorum:
film sadece factotum romanından uyarlama değil biliyorum ben. bir kaç kitabından daha alıntılar var bildiğim kadarıyla..
chinaski'nin rahatlığı ve o rahatlığından gelen huzur insanın iliklerine kadar işliyor. arada açıp izleyip sonra kapatıp hayatınıza devam edeceğiniz bir film gibi. birden çok izlemesi çok rahat..
durağanlığı ve sonuçsuzluğu bukowski okumayanlar için yorucu olabilir ama bence üstüne dadafon'un müzikleri eklenince balla kaymak ikilisinden bile güzel birşey ortaya çıkıyor..
okunsun, izlensin, soundtrack albümü indirilsin. budur ekliyeceğim :)
eklemeler için teşekkürler, katılıyorum :)
filmde alıntı yapılan diğer kitapları "kaptan yemeğe çıktı ve tayfalar gemiyi ele geçirdi", "günler tepelerden aşağı koşan vahşi atlar misali", "bir tek ben miyim böyle yaşayan" ve "kimse bilmez ne çektiğimi".
Yorum Gönder