salmer fra kjøkkenet (2008)

bazı isimlere karşı duyduğunuz sempatinin farklı kaynakları vardır. sevdiğiniz bir noktadan yakalamıştır sizi ve bu da onu takip etmenizi sağlayan bir etmen olmuştur. örneğin benim bent hamer'a karşı duyduğum sempati bu yolla gelişti. charles bukowski'nin en sevdiğim kitaplarından biri olan "factotum"'u modern uyarlama yoluyla sinemaya aktaran hamer'a apayrı bir ilgim var. "salmer fra kjøkkenet", ingilizcesiyle "kitchen stories" ve türkçesiyle "mutfak hikayeleri" kendisinin "factotum"'dan bir önceki projesi. senaryosunu jörgen bergmark ile hazırlayan hamer'ın filminde joachim calmeyer, tomas norström, sverre anker ousdal, leif andrée gibi isimler rol alıyor.

isveçli bir araştırma ve geliştirme merkezi insanların mutfak içerisinde kat ettikleri güzergahı modelleyerek mutfakları buna uygun olarak tasarlamaktadır (üniversitede biz bunun dersini görmüştük hatta ama okulla çok ilgili olduğumdan dolayı dersin adını unuttum, yorum aracılığıyla hatırlatabilirsiniz). bu modelleme sonucunda isveçli ev kadınlarının mutfak içerisindeki yürüyüşlerini yarıya indirip mutfağın kullanışlılığı arttırılmıştır. yeni araştırma alanı olarak norveç'te kırsal kesimde yaşayan bekar erkekler seçilir. istatistikleri çıkaran gözlemciler, gözledikleri evin mutfağına kurulup ev sahibinin hareketlerini gözlemler. gün boyu ev sahibini gözlemleyen gözlemcinin ev sahibiyle iletişim kurması yasaktır, ve gün sonunda evin dışarısında kendisine tahsis edilen karavanda uyumalıdır. folke de bu gözlemcilerden birisidir ve isak'ın evini gözlemlemek için seçilir. isak, kuzey insanlarına has olan tavırla ilk günlerde folke'yi evine almamakta ısrar eder daha sonra evine alsa da onun işine engel olacak şekilde davranır, yemeğini mutfakta değil de yatak odasında pişirir, folke'nin rahatça not tutmasını engellemek için ışığı kapatır, görüş alanını daraltmak için çamaşırları mutfağa asar. folke ise görevini yapma derdiyle isak'ın ters davranışlarını görmezden gelir hatta bir gün pipo tütünü biten isak'a kendi tütününü uzatır. bu paylaşım ikili arasındaki olayların seyrini değiştirir. isak, folke'ye karşılık olarak kahve ikram eder, zamanla aralarında iletişim kurulur. folke, kuralları çiğnemeye başlar hatta araştırmanın yönetmenine gider bile yapar.

kuzey coğrafyanın buz gibi soğuk ortamından sade ve sıcak bir öyküyü beyaz perdeye yansıtan bent hamer, diğer filmlerinde olduğu gibi hikayesini yine güzel müziklerle bezeyip seyirciye sunmuş. iki farklı ülkenin insanlarının oluşturduğu öykü içerisinde iki geçimsiz ülkeye (isveç - norveç) göndermeler barındırıyor. her ne kadar ülkeler birbiriyle anlaşamasa da insan oluşun ne kadar değerli olduğuna da dokunduruluyor. iskandinav sinemasına aşinaysanız izleyin derim, ancak izlediğiniz filmin ağır ilerleyişi sizi boğuyorsa bir şey diyemem.


0 yorum: