boogeyman 2 (2007)

efsane "evil dead" serisinin yapımcısı sam raimi'nin yine prodüktörü olduğu ilk film çok fazla ışık vermese de 46 milyon 752 bin dolarlık brüt kazanç yapmış gişelerde. fena para değil. 2. filmin çekilmesinde en büyük etken bu olmalı. brian sieve'in yazdığı senaryoya, ilk filmin senaristi, eric kripke karakterleri belirginleştirerek katkı yapmış. ve serinin ikinci filmini jeff betancourt çekmiş. danielle savre, matt cohen, chrissy griffith rol alan oyunculardan bazıları.

gerilim üzerine olan devam filmlerinde ya hayatta kalan elemanın öyküsünü izlemeye devam ederiz ya da gerilimi yaratan karakterin sonraki icraatlerini. "boogeyman 2" ise sadece ilk filmde de izleyene sunduğu "korkunla yüzleş" temasını devam ettiriyor. "boogeyman" için yazdığım yazıda boogeyman'in film boyunca izleyiciden saklanarak bir esrar oluşturulduğu ve finalde seyirciyle karşılaştırıldığını belirtmiştim. burada ise boogeyman karakteri film boyunca bir psikiyatr merkezindeki hastaları korkularıyla yüzleştiriyor ve ilk filmdeki gibi soyut bir kavram değil, ete kemiğe ve maskeye bürünmüş bir katil.

ilk film gibi, açılışında iki kardeşin ufak yaştayken babalarının boogeyman tarafından öldürülüşüne tanık olmaları gösteriliyor ve sonra 10 yıl sonraya atlanıyor. henry bir iş nedeniyle başka bir eyalete gitmiştir ve kardeşi laura bu süre içerisinde henry'nin tedavisini sürdürdüğü psikiyatr merkezinde kalacaktır. laura'nın burada diğer hastalarla olan sürtüşmelerine şahit oluruz önce daha sonra ise boogeyman'in ortaya çıkışına. her hastanın farklı bir fobisi vardır ve boogeyman ise yaşamlarının son nefeslerinde bu fobileriyle yüzleştirmektedir.

ben senaryonun iskeletinin "halloween" ile arasında oldukça benzerlikler taşıdığını düşünüyorum. her ikisinde de maskeli bir katil, esas hedefinin dışında olan ancak hedefin çevresinde olan öyküye sonradan katılan insanların öldürülmesi, her iki katilinde kurbanlarının peşinde bir gölge misali dolaşması, katilin çocukluğundaki travmalarının izinde kalışı ve kır saçlı psikyatrları olması düşündürdü. özellikle boogeyman'in kurbanının peşinden giderken ondaki gerilimi arttırmak için bıçağını duvara sürterek ilerlemesi bir michael myers klasiğidir.

sonuç olarak klişelerle örülü, orta karar bir gerilim filmi. izlemeseniz de bir şey kaybetmezsiniz.


0 yorum: