diario de una ninfómana (2008)

yarın (26 haziran 2009) "coming soon" ile beraber gösterime girecek bir başka film olan "diario de una ninfómana" daha vizyona girmeden tartışmalara yol açmıştı. filmin afişinde başrol oyuncusunun çıplak oluşu gözlere batmış ve münasip yerine hiçbir seksiliği olmayan, neredeyse paçalı dede donu sayılabilecek bir külot monte edilmişti. "bir nemfomanın günlüğü" olarak çevirilebilecek film adı "bir kadının seks günlüğü" olarak belirlenmiş. seks ihtiva eden filmin adında "seks" kelimesinin altını çizelim ki iyice dikkat çeksin. ama afişteki çıplak popoyu örtelim. ikiyüzlülük mü dediniz? ne alakası var canım. ayrıca afişin sadece ülkemizde sansür yemediğini eklemeliyim.

filmimiz valérie tasso'nun 2003 tarihli ilk romanından uyarlanmış. adaptasyonunu cuca canals'ın yaptığı öykü christian molina tarafından filme alınmış. başroldeki belén fabra'ya leonardo sbaraglia, llum barrera, angela molina, pedro gutiérrez eşlik ediyor.

bir nemfoman olan valére, 20'li yaşlarının sonunda olan, tahsilli, iki dil bilen, iş yerinde yönetici olarak çalışan ve tek başına hayat süren bir kadındır. bir haftasonunu, her akşam mutlaka konuştuğu, dertleştiği babaannesine ayırır. şehir dışında bir sayfiye yerinde yaşayan babaannesiyle seks konusunda öğütler alır. tüm yaşamını sadece kocasına adayarak geçiren yaşlı kadın ona hayatını dilediğince yaşamasını, ancak hata yapmayı önleyebilmek için ufak bir deftere erkeklerle ilgili notlar düşmesini ister ve filme ağırlığını koyacak olan şu sözü eder: "bir kadının işi gücü yoksa yapacağı 2 şey vardır: evlilik ve fahişelik. bence hiç fark yok aralarında".

15 yaşında ilk cinsel ilişkide bulunan ve o günden beri sekse hayatındaki kavramlar arasında öncelik veren valére babaannesinin tavsiyesi üzerine tuttuğu notları bir günlük haline getirir ve biz bunları izleriz. yaşlı kadının "günlük mü tutuyorsun" sorusuna "günlüğü yanlız insanlar tutar"
diyerek kendisini kandırır. halbuki daha önceden tanıdığı ve seks amaçlı beraber olduğu insanlar (bkz: fuckbuddy) ilişki sonrasında çekip gitmekte, valére ise az önce şehvet dolu dakikalar yaşadığı yatağında yalnız uykuya dalmakta ve yalnız uyanmaktadır. yine de yalnız olarak görmek istemez kendisini aynı işte çalıştığı yakın arkadaşının yalnızlığına çözüm üretmeye çalışır kendi halini düşünmeden.

yine beraber olduğu erkeklerden biri olan hasan'ın deyimiyle dizginlenemeyen bir kadın olan valére sert bir kayaya çarpar. çok sevdiği babaannesinin ölümünden sonra barselona'ya dönüp yeni iş arayışına girer ve iş görüşmelerinden birinde jaime'ye tutulur. o ana kadar erkeklere başka yönden ihtiyaç duyan valére, jaime'ye aşık olur. tozpembe bir tabloyla başlayan ilişki kapkaranlık bir şekilde biter, hayatından vazgeçme raddesine gelen valére yeni bir başlangıç yapıp, kendi içinden geldiği gibi bir yolculuğa çıkar, kendini bulmak adına.

insanlarla olan ilişkileri güzel başlayıp son derece kötü şekilde biten valére'nin iç dünyasında yolculuk ediyoruz film boyunca. nemfoman bir kadının yaşayabileceği zor zamanlar dram kılıfıyla bize sunuluyor ve seks de bu anlatıya bir araç oluyor. adından da belli olacağı gibi çıplaklık ve seks fazlasıyla yer kaplıyor filmde. ancak anlatımda herhangi bir rahatsız edici yanı yok bu unsurun. hatta başlarken melissa p.'nin "yatmadan önce 100 fırça darbesi" gibi bir şeyle karşılaşacağımı düşünürken film apayrı bir yöne sapıyor ve ortaya "hayat güzeldir" teması çıkıyor. eğer başka niyetle filmi izleyecekseniz boğulabilirsiniz içinde, sizin için winterbottom "9 songs"'u çekmiş, onu deneyin derim.

0 yorum: