passengers (2008)
ronnie christensen'ın senaryosunu yazdığı ve four rooms'un görüntü yönetmeni rodrigo garcía'nın yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde anne hattaway, patrick wilson, andre braugher, dianne wiest, david morse ve william b. davis yer alıyor.
genç ve güzel bir terapist olan claire summers, oldukça yoğun çalışan yalnız bir kadındır. işlerinin yoğunluğundan dolayı çamaşırlarını bile toplayamayan claire'ın kız kardeşiyle de arası bozuktur ve onunla ilgilenen tek kişi komşusu toni'dir. bir gün hocası perry tarafından zor bir göreve atanır. büyük bir uçak kazasından sağ kurtulan beş yolcuya psikolojik danışmanlık yapma görevini edinen claire bu görevde beklemediği kadar büyük zorluklarla karşılaşacaktır.
claire öncelikle terapiye dört kişiyle başlar. zorlu geçen bir seansın ardından son kazazedeyi bulur ve onunla da konuşmaya başlar. fakat eric, bariz bir şekilde claire'a kur yapar. claire ise mesleğine olan saygısından dolayı aradaki mesafeyi korumaya çalışırken büyük zorluklar yaşar ama yapması gerekenin bu olduğunun da farkındadır. claire ve eric'in görüşmeleri sıklaşırken, terapi seanslarına gelen diğer kazazedelerde yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başlamışlardır. çok geçmeden hastalardan biri ilginç bir kanıya varır. havayolları şirketinin hatası olduğu bilinen kazada gerçeğin ört bas edilmeye çalışıldığının düşünen kazazede, ortadan kaybolanların sorumlusu olarak da havayolları şirketini görür.
claire kendini bir anda mesleğinden tamamen uzaklaşarak kaza hakkında bilgi toplamaya çalışırken bulur. bir yandan eric'le ciddileşen ilişkisi, bir yandan da havada gerçekleşen bir patlamayı su yüzüne çıkarma arzusu içinde büyürken, claire için işler artık tamamen zorlaşacaktır.
herkesin "lost"a benzettiği fakat büyük bir lost hayranı olmadığım için benim direk "ghost whisperer"a benzettiğim bir film "passengers". anne hattaway çok beğendiğim bir insan. aktris demiyorum, insan diyorum çünkü ciddi anlamda rol yapamama problemi var kendisinin. "devil wear's prada"da sevmiştim çünkü şu ana kadar rolünün hakkını verebildiği tek film oydu. eğer oyuncular için izleyecekseniz hiç gerek yok, basit konulu fakat sürükleyici bir film olmasına rağmen "orta" sıfatını hakediyor. izlemeseniz de olur.
genç ve güzel bir terapist olan claire summers, oldukça yoğun çalışan yalnız bir kadındır. işlerinin yoğunluğundan dolayı çamaşırlarını bile toplayamayan claire'ın kız kardeşiyle de arası bozuktur ve onunla ilgilenen tek kişi komşusu toni'dir. bir gün hocası perry tarafından zor bir göreve atanır. büyük bir uçak kazasından sağ kurtulan beş yolcuya psikolojik danışmanlık yapma görevini edinen claire bu görevde beklemediği kadar büyük zorluklarla karşılaşacaktır.
claire öncelikle terapiye dört kişiyle başlar. zorlu geçen bir seansın ardından son kazazedeyi bulur ve onunla da konuşmaya başlar. fakat eric, bariz bir şekilde claire'a kur yapar. claire ise mesleğine olan saygısından dolayı aradaki mesafeyi korumaya çalışırken büyük zorluklar yaşar ama yapması gerekenin bu olduğunun da farkındadır. claire ve eric'in görüşmeleri sıklaşırken, terapi seanslarına gelen diğer kazazedelerde yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başlamışlardır. çok geçmeden hastalardan biri ilginç bir kanıya varır. havayolları şirketinin hatası olduğu bilinen kazada gerçeğin ört bas edilmeye çalışıldığının düşünen kazazede, ortadan kaybolanların sorumlusu olarak da havayolları şirketini görür.
claire kendini bir anda mesleğinden tamamen uzaklaşarak kaza hakkında bilgi toplamaya çalışırken bulur. bir yandan eric'le ciddileşen ilişkisi, bir yandan da havada gerçekleşen bir patlamayı su yüzüne çıkarma arzusu içinde büyürken, claire için işler artık tamamen zorlaşacaktır.
herkesin "lost"a benzettiği fakat büyük bir lost hayranı olmadığım için benim direk "ghost whisperer"a benzettiğim bir film "passengers". anne hattaway çok beğendiğim bir insan. aktris demiyorum, insan diyorum çünkü ciddi anlamda rol yapamama problemi var kendisinin. "devil wear's prada"da sevmiştim çünkü şu ana kadar rolünün hakkını verebildiği tek film oydu. eğer oyuncular için izleyecekseniz hiç gerek yok, basit konulu fakat sürükleyici bir film olmasına rağmen "orta" sıfatını hakediyor. izlemeseniz de olur.
1 yorum:
aynen öyle. bende seyrettim. bir şeyler yapılmaya çalışılmış... ama eksik bir şeyler var. insan hissediyor.
Yorum Gönder