berlin is in germany (2001)
"berlin is in germany", daha önce blogta "one day in europe" filminden bahsettiğim alman yönetmen hannes stöhr'ün ilk uzun metraj filmi. ülkemizde "berlin, almanya'dadır" adı altında gösterime giren filmin senaryosunu da, diğer filmlerinde olduğu gibi, stöhr yazmış. jörg schüttauf'un başrolünde oynadığı filmde ayrıca julia jäger, robin becker, tom jahn, edita malovcic, robert lohr rol alıyor.
berlin duvarının yıkılmasından önce doğu ve batı almanya arasındaki sınırdan kaçak geçiş yapanlara yardımcı olan martin'in evine bir memur gelir ve konu hakkında onu uyarır. aralarında tartışma çıkar ve martin yanlışlıkla memurun ölümüne neden olur. eşi manuela beraber bir çocuk bekleyen martin, hapse mahkum olur. kodesteki günleri doldurup şartlı tahliye olduğunda ise artık berlin duvarının yerinde yeller esmekte, doğu batı ayırımı sadece dillerde gezmektedir. hapise düşmeden önce yaşadığı doğu berlin o içerideyken büyük bir değişim yaşamıştır. artık sex shoplar açılmış, pek çok ülkeden göçmenler yerleşmiş, global markalar doğu berlin'e de el atmışlardır. martin, tüm bu değişimi gözlemlerken ilk olarak ailesinin yanına gider. doğumuna tanıklık edemediği ve hiç görmediği oğlunu ilk defa görür ve eşi manuela bir öğretmen olan peter ile beraber yaşadığını öğrenir. bağrına taş basan martin kendi düzenini kurmaya çalışır ancak lekelenmiş geçmişi onun peşini bırakmaz.
adını martin'in oğlunun ev ödevini yaparken defterine yazdığı bir cümleden alan "berlin is in germany", kendisinden 2 yıl sonra çekilen "good bye lenin!" ile aynı temaya sahip. her iki film de berlin duvarının yıkımından sonra da ülkede yaşanan değişimi gözler önüne seriyor. "good bye lenin!"'de alex, annesine doğu alman günlerini yaşatmaya devam ederken, "berlin is in germany"'de ise bu süreci hapiste geçirmiş martin'in dışarıya çıktığındaki gözlemlerine tanıklık ediyoruz. ve tüm bu adaptasyon sürecinde yapmak istediklerinin gerçekleşmese de martin'in umutlarını kaybetmeden ayakta kalma mücadelesi verişine...
hannes stöhr'ün ilk filmi olmasına rağmen iyi işlenmiş hikayesi ve sade anlatımıyla seyri güzel bir film "berlin is in germany".
berlin duvarının yıkılmasından önce doğu ve batı almanya arasındaki sınırdan kaçak geçiş yapanlara yardımcı olan martin'in evine bir memur gelir ve konu hakkında onu uyarır. aralarında tartışma çıkar ve martin yanlışlıkla memurun ölümüne neden olur. eşi manuela beraber bir çocuk bekleyen martin, hapse mahkum olur. kodesteki günleri doldurup şartlı tahliye olduğunda ise artık berlin duvarının yerinde yeller esmekte, doğu batı ayırımı sadece dillerde gezmektedir. hapise düşmeden önce yaşadığı doğu berlin o içerideyken büyük bir değişim yaşamıştır. artık sex shoplar açılmış, pek çok ülkeden göçmenler yerleşmiş, global markalar doğu berlin'e de el atmışlardır. martin, tüm bu değişimi gözlemlerken ilk olarak ailesinin yanına gider. doğumuna tanıklık edemediği ve hiç görmediği oğlunu ilk defa görür ve eşi manuela bir öğretmen olan peter ile beraber yaşadığını öğrenir. bağrına taş basan martin kendi düzenini kurmaya çalışır ancak lekelenmiş geçmişi onun peşini bırakmaz.
adını martin'in oğlunun ev ödevini yaparken defterine yazdığı bir cümleden alan "berlin is in germany", kendisinden 2 yıl sonra çekilen "good bye lenin!" ile aynı temaya sahip. her iki film de berlin duvarının yıkımından sonra da ülkede yaşanan değişimi gözler önüne seriyor. "good bye lenin!"'de alex, annesine doğu alman günlerini yaşatmaya devam ederken, "berlin is in germany"'de ise bu süreci hapiste geçirmiş martin'in dışarıya çıktığındaki gözlemlerine tanıklık ediyoruz. ve tüm bu adaptasyon sürecinde yapmak istediklerinin gerçekleşmese de martin'in umutlarını kaybetmeden ayakta kalma mücadelesi verişine...
hannes stöhr'ün ilk filmi olmasına rağmen iyi işlenmiş hikayesi ve sade anlatımıyla seyri güzel bir film "berlin is in germany".
0 yorum:
Yorum Gönder