this is england (2006)
film, thatcher, eylemler, skinheadlerin kavgaları, falkland savaşına katılan orduların görüntülerinden oluşan bir kolajla açılıyor. bu görüntülere film boyunca devam edecek ve filme belirli bir atmosfer katacak olan şarkıların ilki toots and the maytals'ın "54 46 my number"'ı eşlik ediyor. thatcher'ın ingiltere'nin başında olup, acımasız politikasıyla ada'yı boyunduruğu altına aldığı zamanlarda, 1983 yazında geçiyor, "this is england". yönetmen shane'ın ufak bir isim değişikliğine giderek shaun adını verdiği, 13-14 yaşlarında olan, babası falkland savaşı esnasında yaşamını yitirmiş, eski bir hippie olan annesiyle beraber yaşayan, arkadaş çevresi olmayıp kendi başına takılan bir çocuktur. çevresinde kendisiyle dalga geçildiğinden dolayı tutunamayan shaun, bir okul günü eve dönerken skinhead çetesiyle karşılaşır. çetenin başı woody'nin kendisine biraz yakınlık göstermesiyle beraber, çete shaun için bir çıkış noktası olur ve onlarla beraber takılmaya başlar. aslında pek politik bir yanı olmayan bu ergen çetesi daha çok vandalizme yönelerek içlerindeki şiddeti kusarlar. sıradan bir günde woody'nin eski bir arkadaşı olan combo hapisten çıkar ve filmin kırılma noktası burası olur. ırkçı ve şiddet yanlısı söylemleriyle çete üyeleri üzerinde baskı oluşturmaya çalışır ve grupta bölünmeler yaşanır. shaun, woody'nin grubundan en başta kopanlardan biri olur ve combo'nun grubuyla takılmaya başlarken, woody grubuyla beraber apolitik duruşuna devam etmektedir. gün geçtikçe iyice fevrileşen combo'nun çıkışları, sağ görüşlü politikacıların da manipülasyonuyla daha da şiddetlenir. ve arjantin ile yapılan falkland savaşı tüm bu yaşananlara arka plan oluşturur.
avustralya'nın "romper stomper"'ı, amerika'nın "american history x"'inin ingiltere'deki tezahürü gibi aslında "this is england". üç filmde de göçmenlerin ülkedeki durumlarından kaynaklanan ve zamanla fişeklenen ırkçılık var ön planda. meadows ayrıca satır aralarında eğitimsizliğe, politikacıların halk üzerindeki etkisine, bireylerin yaşantılarındaki mutsuzluğa dikkat çekiyor.
101 dakika boyunca oldukça hoş parçalarla bezenen film, görüntü olarak da izleyeni tatmin ediyor. özellikle shaun'un kırlarda takıldığı anlarda fotoğraf kareleri gibi sahneler görmek mümkün. ayrıca ingiliz filmlerinin sahip olduğu o kendilerine özgü hava "this is england"'a fazlasıyla hakim. ingiliz aksanıyla konuşmalar da cabası.
son olarak, 14'ündeki shaun'un o yaştaki aklıyla ırkçılığın yan etkilerini farkedip ırkçılığa yol verdiği sahnede çalan the smiths'e ait "please please please let me what get i want" cuk diye oturmuş olaya.
"good times for a change
see, the luck i've had
can make a good man
turn bad"
0 yorum:
Yorum Gönder