elling (2001)

bir insan 20'sinde "beyaz zenciler"'i okumasa ne olur pek bir fikrim yok ancak okuduğu zaman ne olduğunu çok iyi biliyorum. gerek kendim gerekse yakın çevremde hayatla cebelleşen adamlar birer örnek teşkil ediyoruz bu duruma. bazen dertleşirken laf dönüp dolanıp neden böyle olduğumuza gelir, şu anki ruh halimizin, dünyaya, insan postuna bürünmüş köpeklere bakış açımızın sorumlularından biri olarak ingvar babayı görürüz. akranlarımız gibi çok da anlam yüklenmesi gerekmeyen işler peşinde koşmak varken evde oturup "beyaz zenciler"'e dadanmanın birer ürünüdür hayatlarımız. pişman mıyız? onu bile kestiremiyoruz.

kendisi farkında olmasa da hayatımın ırzına geçen adamlardan ingvar ambjörnsen'in yazdığı "elling" dizisinde yer alan "brodre i blodet" (kan kardeşler)'in beyazperdeye yansımasıdır bu film. axel hellstenius senaryolaştırmış, petter næss yönetmiştir. rolleri ise per christian ellefsen, sven nordin, marit pia jacobsen, jørgen langhelle, per christensen paylaşmıştır.

elling, babasını doğmadan önce kaybetmiş, hayatını ise annesinin dibinde geçirmiş biridir. bu bağlılık öylesine uç noktadadır ki dış dünya ile ilişkisini tamamen kesmiştir. annesi dışında başka bir insanla diyalog kurmaktan kaçınan elling, aynı şekilde annesinin de yabancılarla iletişime geçmesini kaldıramamaktadır. tüm hayatını adadığı annesini kaybedince bu olay onda yıkım yaratır ve kendisini eve kapatır. polis zoruyla evinden çıkarılır ve terapi merkezine yatırılır. 2 yıl süren tedavisinin ardından hayata adapte olabilmesi amacıyla sosyal hizmetler aracılığı ile oslo'da bir apartman dairesine yerleştirilir. ancak yalnız değildir. yanında terapi merkezinde aynı odayı paylaştığı kjell bjarne onun yeni hayatındaki yeni destekçisi olacaktır.

kjell bjarne ise elling'in aksine insanlarla rahat iletişim kurabilen ancak kadınlardan yana sorunu olan er kişidir. kadınlardan yana sorun derken, ilerlemiş yaşına rağmen hayatında hiç bir kadınla sevişmemiş, kafasını da buna takmıştır. elling ile beraber eve çıkmalarından sonra elling'in evden dışarıya adım atmak istememesine rağmen onu da peşinde sürükleyerek kadın avına çıkar. ne var ki gökte aradığını yerde bulur; bir akşam üst katlarında oturan kadını sarhoş halde apartman merdiveninde sızmış bulan kjell bjarne ile ispanyol sevgilisi tarafından terkedilmiş olan kadın arasında yakınlaşma başlar. bu yakınlaşma yaşanırken elling sosyal yaşama adapte olmaya başlar, içindekileri kağıda döker, lahana turşusu paketleri içerisine şiirlerini koyarak gizemli yeraltı şairi bay e. olur ancak yalnızlığı da peşinden gelir.

kalabalıklar içerisinde yanlızlık çeken, sosyofobikliğin sınırlarında olan iki karakterin sosyal hayata adapte olma sürecini konu alan "elling" bir yandan da birbirine tutunarak ayakta kalmaya çalışan elling ile bjarne'ın aralarındaki dostluğa odaklanıyor. ait olduğu coğrafyadan dolayı buz gibi karakterleri barındıran film özünde sıcacık bir hikayeye sahip (tavuk suyuna çorba moduna girmek üzereyim, az kaldı). per christian ellefsen, sven nordin'in başarılı oyunculukları da filme güç katıyor. en iyi yabancı film dalında oscar üyeliği de olan "elling"'i dagur kari, bent hamer'ın hatrı her zaman sayılacak filmleri yanına ekleyip postu bitiriyorum.

ayrıca
(bkz: mors elling)
(bkz: elsk meg i morgen)

0 yorum: