30 days of night (2007)
steve niles'ın aynı adlı çizgi romanından sinemaya uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda david slade oturuyor. oyuncular arasında ise josh hartnett, melissa george, ben foster bulunuyor.
alaska'da bir yerleşim yeri. kutuba oldukça yakın. ve 30 gün boyunca gece yaşanacak. vampirler için daha başka nasıl güzel bir ortam olabilir ki? önce ben foster'ın canlandırdığı tuhaf tip geliyor kasabaya. dinerda çiğ et istiyor satıcıdan. ısrarlı da davranıyor ancak bu ısrarı pek şüphe yaratmıyor ortamda. o sırada şerif eben'in (çok mu aradınız bu adı?) yine polis memuru olan karısı stella olan sorunlu ilişkisini görüyoruz. stella, eben ile olan sorunlarını arkada bırakmak ve aynı zamanda 30 günlük geceden kurtulmak için kasabayı terk etmek ister. ancak havaalanına giderken ufak çapta bir trafik kazası geçirir ve uçağını kaçırır. ve şehirde tuhaf olaylar olmaya başlar. önce elektrik santralindeki görevli memur kasabaya dadanan vampirlerin kurbanı olur. ve kasabanın elektriği kesilir. iyice karanlıklar altında kalan kasaba vampirlerin çılgın atacağı bir hale dönmüştür. şerif eben ve birkaç kasabalı bu istiladan canlı çıkmayı ve güneş yüzü görmeyi amaç edinir.
daha önce pek çok vampir filminde tanık olduğumuz vampirlerin erkek kısmısı yakışıklı, kadın kısmısı ise seksi oluyordu. "30 days of night" ise önümüze birbirinden çirkin ve şekli bozuk vampirler sunuyor. liderlerinin etrafında toplanan ve şehri kana bulayan vampirleri damdan dama atlarken, kurbanlarının peşinden son sürat koşarken görüyoruz ancak nedense tipi olduğu zaman etkisiz hale geliyorlar. ve ortalıkta oradan oraya köşe kapmaca oynayan eben ve çevresindekileri avlayamıyorlar. bu tarz mantığa ters durumlar haricinde zevk alarak izledim, filmi fazlasıyla zorlama final sahnesine kadar. her ne kadar film hakkında yapılmış olan "tüm zamanların en iyi vampir filmi" nitelemesine olacak kadar mükemmel bir iş olmasa da sözlüklerde kötülenecek kadar da kötü bir film değil "30 days of night". filmden bir beklentiniz olmayınca gayet güzel akıyor.
alaska'da bir yerleşim yeri. kutuba oldukça yakın. ve 30 gün boyunca gece yaşanacak. vampirler için daha başka nasıl güzel bir ortam olabilir ki? önce ben foster'ın canlandırdığı tuhaf tip geliyor kasabaya. dinerda çiğ et istiyor satıcıdan. ısrarlı da davranıyor ancak bu ısrarı pek şüphe yaratmıyor ortamda. o sırada şerif eben'in (çok mu aradınız bu adı?) yine polis memuru olan karısı stella olan sorunlu ilişkisini görüyoruz. stella, eben ile olan sorunlarını arkada bırakmak ve aynı zamanda 30 günlük geceden kurtulmak için kasabayı terk etmek ister. ancak havaalanına giderken ufak çapta bir trafik kazası geçirir ve uçağını kaçırır. ve şehirde tuhaf olaylar olmaya başlar. önce elektrik santralindeki görevli memur kasabaya dadanan vampirlerin kurbanı olur. ve kasabanın elektriği kesilir. iyice karanlıklar altında kalan kasaba vampirlerin çılgın atacağı bir hale dönmüştür. şerif eben ve birkaç kasabalı bu istiladan canlı çıkmayı ve güneş yüzü görmeyi amaç edinir.
daha önce pek çok vampir filminde tanık olduğumuz vampirlerin erkek kısmısı yakışıklı, kadın kısmısı ise seksi oluyordu. "30 days of night" ise önümüze birbirinden çirkin ve şekli bozuk vampirler sunuyor. liderlerinin etrafında toplanan ve şehri kana bulayan vampirleri damdan dama atlarken, kurbanlarının peşinden son sürat koşarken görüyoruz ancak nedense tipi olduğu zaman etkisiz hale geliyorlar. ve ortalıkta oradan oraya köşe kapmaca oynayan eben ve çevresindekileri avlayamıyorlar. bu tarz mantığa ters durumlar haricinde zevk alarak izledim, filmi fazlasıyla zorlama final sahnesine kadar. her ne kadar film hakkında yapılmış olan "tüm zamanların en iyi vampir filmi" nitelemesine olacak kadar mükemmel bir iş olmasa da sözlüklerde kötülenecek kadar da kötü bir film değil "30 days of night". filmden bir beklentiniz olmayınca gayet güzel akıyor.
0 yorum:
Yorum Gönder