rachel getting married (2008)
jenny lumet'in senaryosunu yazdığı, the silence of the lambs ile kendini tanıtan jonathan demme'in yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde anne hathaway, rosemarie dewitt, sebastian stan, roslyn ruff, anna deavere smith ve anisa george yer alıyor. anne hathaway'in "en iyi kadın oyuncu" dalında oscar'a aday olduğu rachel getting married, 2008'in izlenmesi gereken filmleri arasında yer alıyor.
16 yaşındayken bağımlısı olduğu uyuşturucu yüzünden arabayla köprüden göle uçan ve bu sayede erkek kardeşinin ölümüne sebep olan kym hayatı boyunca peşini bırakmayan bu pişmanlığıyla yaşamaya mahkum bir genç kızdır. 9 ay boyunca rehabilitasyon merkezinde kalıp temize çıkan, ablası rachel'ın düğünü için eve geri dönen kym, kendini düğünü mahvetme potansiyeli yüksek bir mikrop olarak hisseder. film boyunca devam eden düğün hazırlıkları aşamasında kendini dışlanmış hisseden kym, babasının yoğun ilgisine maruz kaldığı için de çok sevdiği ablası rachel'ın nefretini kazananmıştır.
bir yandan uyuşturucu bağımlılığı yüzünden kaybedilen şeylerin aynası olan kym'in dram yüklü hikayesini izlerken, bir yandan da başta ablası olmak üzere ailesiyle yaşadığı sorunları izliyoruz. birçok mesaj veren film, herkesin bakış açısına göre farklı şekilde algılanma özelliğine sahip. şahsen ben yaptığı büyük bir hata yüzünden fazlaca ezilen bir kız gördüm. bu arada kym'in ablası rolündeki rosemarie dewitt'i çok mu aramışlar? o burun falan nedir öyle.. yine de izlenmeli.
16 yaşındayken bağımlısı olduğu uyuşturucu yüzünden arabayla köprüden göle uçan ve bu sayede erkek kardeşinin ölümüne sebep olan kym hayatı boyunca peşini bırakmayan bu pişmanlığıyla yaşamaya mahkum bir genç kızdır. 9 ay boyunca rehabilitasyon merkezinde kalıp temize çıkan, ablası rachel'ın düğünü için eve geri dönen kym, kendini düğünü mahvetme potansiyeli yüksek bir mikrop olarak hisseder. film boyunca devam eden düğün hazırlıkları aşamasında kendini dışlanmış hisseden kym, babasının yoğun ilgisine maruz kaldığı için de çok sevdiği ablası rachel'ın nefretini kazananmıştır.
bir yandan uyuşturucu bağımlılığı yüzünden kaybedilen şeylerin aynası olan kym'in dram yüklü hikayesini izlerken, bir yandan da başta ablası olmak üzere ailesiyle yaşadığı sorunları izliyoruz. birçok mesaj veren film, herkesin bakış açısına göre farklı şekilde algılanma özelliğine sahip. şahsen ben yaptığı büyük bir hata yüzünden fazlaca ezilen bir kız gördüm. bu arada kym'in ablası rolündeki rosemarie dewitt'i çok mu aramışlar? o burun falan nedir öyle.. yine de izlenmeli.
0 yorum:
Yorum Gönder