eastern promises (2007)
david cronenberg öyle sıkı sıkıya takip ettiğim bir yönetmen olmasa da işlerine saygı duyar ve denk geldikçe de elden geçiririm çektiklerini. 10 sene öncesinde daha "matrix" rüzgarı ortalığı sallamadan önce kendisinin "existenz"'ini izlemiş ve "matrix"'ten daha fazla değer vermiştim bu fantastik filme. ardından ise filmografisinde geriye dönüş yaparak öteki amerika'nın en baba yazarlarından william seward burroughs'un efsane "naked lunch"'ının uyarlaması ve geçtiğimiz hafta aramızdan ayrılan j.g. ballard'ın öne çıkan romanlarından "crash"'ı beyazperdeye nasıl aktardığına tanıklık etmiştim. an itibarıyla son projesi olan "eastern promises"'da ise yine bir uyarlama filmi olan "a history violence" ile aynı çizgide gidip şiddet üzerine yoğunlaşmış. steven knight'ın yazdığı senaryo naomi watts, viggo mortensen, vincent cassel, armin mueller-stahl gibi usta isimlerin oyunculuklarıyla beyazperdeye aktarılmış.
londra'da bir hastanede ebelik yapan anna, hastaneye kaldırılan bir kadının doğumunda görev alır. ancak doğum sırasında kadın yaşamını yitirir. bu olay onu etkiler ve kadın hakkında merak ettiği konuları öğrenmek ister. kadının tuttuğu günlüğü eşyaları arasında bulur ve okumak için saklar. günlük rusça olduğu için amcasından bu konuda yardım ister fakat amcası bu konuda pek ilgili davranmayınca şehirdeki rus restoranının işletmecisi olan semyon'un kapısını çalar. bu tesadüf ise anna ile beraber yeraltına doğru bir yolculuğa çıkmamıza neden olur. günlüğü tercüme etmesi için yardım istediği semyon, günlüğü tutan genç rus kızı zorla alıkoyan ve onu yine işletmeciliğini yaptığı genelevde fahişe olarak çalıştıran, rus mafyası olan vor v zakone grubunun londra uzantısı olan adamdır. semyon ise anna'yı ilk başlarda potansiyel bir tehlike unsuru olarak görmese de anna'nın doğan bebek ve ölen kadın üzerine olan meraklı ve bir o kadar ısrarlı tutumunu sürdürmesiyle onu uyarma kararı alır ve oğlu kirill ile onun emrinde çalışan şöför nikolai'yi anna'nın üzerine salar. nikolai'nin anna ile yakınlaşmaya başlamasıyla da gerçek yüzlerin değişimine tanık oluruz.
dünyada nam salmış mafyalardan biri olan rus mafyasını ele alan cronenberg bir yandan da doğduğu topraklardan uzaklaşıp, para kazanma ve rahat bir yaşam kurma umudunu taşıyan ve bu umudu üzerine basılarak ezilen bir hayat kadınının dramını gözler önüne seriyor. yani mafya gibi erkeklerin dünyasına ait bir kavramı işlerken diğer yandan da bu organizasyonun içerisinde harcanmış bir hayat olan rus kızına anna'nın gözünden bakarak ortaya çift cinsiyetli bir film koymuş. rus aksanını yalayıp yutmuş olan viggo mortensen ve hayatta en çok kıskandığım erkeklerden biri olan vincent cassel çok şey katmış filme. oldukça sağlam bir hikaye, güçlü oyunculuklarla birleşince "eastern promises"'i seyredilir kılıyor.
londra'da bir hastanede ebelik yapan anna, hastaneye kaldırılan bir kadının doğumunda görev alır. ancak doğum sırasında kadın yaşamını yitirir. bu olay onu etkiler ve kadın hakkında merak ettiği konuları öğrenmek ister. kadının tuttuğu günlüğü eşyaları arasında bulur ve okumak için saklar. günlük rusça olduğu için amcasından bu konuda yardım ister fakat amcası bu konuda pek ilgili davranmayınca şehirdeki rus restoranının işletmecisi olan semyon'un kapısını çalar. bu tesadüf ise anna ile beraber yeraltına doğru bir yolculuğa çıkmamıza neden olur. günlüğü tercüme etmesi için yardım istediği semyon, günlüğü tutan genç rus kızı zorla alıkoyan ve onu yine işletmeciliğini yaptığı genelevde fahişe olarak çalıştıran, rus mafyası olan vor v zakone grubunun londra uzantısı olan adamdır. semyon ise anna'yı ilk başlarda potansiyel bir tehlike unsuru olarak görmese de anna'nın doğan bebek ve ölen kadın üzerine olan meraklı ve bir o kadar ısrarlı tutumunu sürdürmesiyle onu uyarma kararı alır ve oğlu kirill ile onun emrinde çalışan şöför nikolai'yi anna'nın üzerine salar. nikolai'nin anna ile yakınlaşmaya başlamasıyla da gerçek yüzlerin değişimine tanık oluruz.
dünyada nam salmış mafyalardan biri olan rus mafyasını ele alan cronenberg bir yandan da doğduğu topraklardan uzaklaşıp, para kazanma ve rahat bir yaşam kurma umudunu taşıyan ve bu umudu üzerine basılarak ezilen bir hayat kadınının dramını gözler önüne seriyor. yani mafya gibi erkeklerin dünyasına ait bir kavramı işlerken diğer yandan da bu organizasyonun içerisinde harcanmış bir hayat olan rus kızına anna'nın gözünden bakarak ortaya çift cinsiyetli bir film koymuş. rus aksanını yalayıp yutmuş olan viggo mortensen ve hayatta en çok kıskandığım erkeklerden biri olan vincent cassel çok şey katmış filme. oldukça sağlam bir hikaye, güçlü oyunculuklarla birleşince "eastern promises"'i seyredilir kılıyor.
0 yorum:
Yorum Gönder