genova (2008)
daha önce, bir dönem müzik piyasasının kalbinin attığı, manchester'da bizi müzikal yolculuğa çıkaran "24 hour party people" filminden bahsettiğim ve her seneye bir film sıkıştırmayı adet edinmiş michael winterbottom'ın geçtiğimiz sene çektiği "genova", kendisinin filmografisinde yer alan dram filmlerinden birisi. laurence coriat ile beraber senaryosunu yazdığı filmde rolleri catherine keener, colin firth, perla haney-jardine, willa holland arasında dağıtmış.
iki kızkardeş, kelly ve marry'nin anneleriyle beraber çıktığı araba yolculuğu ile açılıyor film. hepimizin küçükken oynadığı karşıdan gelen arabanın rengini tahmin etme oyunu oynayan kardeşlerden küçük olanı aynı oyunu annesiyle oynamak isterken trajik bir şekilde annesinin ölümüne neden olur. kaza sonrası hastaneden çıkan iki kardeş hala olayın şokunu atlatamamıştır. ancak bu şoktan payını daha çok marry almıştır. babaları onları bu ortamdan uzaklaştırmak ister ve bir süreliğine kızlarını başka bir yere götürmeye karar verir. üniversite yıllarında gönül ilişkisinin olduğu barbara ona genova'daki üniversitede kısa dönemli bir iş ayarlar ve üçü beraber gideceği adres belli olmuştur; avrupa'daki medeniyetin en eski şehirlerinden biri olan genova.
yarım kalan ailenin genova'ya gelişinden sonra bireylerin birbirine daha sıkı sıkıya bağlanacağını beklerken her biri kendi dünyasında yaşamaya devam ediyor. büyük kızkardeş kelly, amerika'daki arkadaş çevresinden kopmuş olmanın verdiği yalnızlığı burada çevre oluşturarak örtmeye çalışıyor. kızkardeşi ve babasından ayrı takılmaya çalışarak yeni geldiği şehrin tadını çıkarmaya bakıyor. marry ise travmayı hala üzerinden atamamıştır. annesinin hayaleti onu hala izlemektedir. genova'nın dar sokaklarında tek başına yapmak zorunda kaldığı yürüyüşler ondaki bu travmayı tırmandırmaktadır. colin firth'in canlandırdığı baba ise bir yandan akademide kendisini işine verirken diğer yandan da küçük kızına destek olmaya çabalamaktadır.
"in bruges"'da nasıl bruges filmde başroldeyse bu filmde de genova ön plana çıkıyor. şehrin dar sokakları filmin dram tarafına katkıda bulunurken diğer yandan da hem şehir içi hem de yakın bölgelerinin güzelliğiyle filmin seyir zevkini arttırıyor. şehrin atmosferini iyi bir şekilde kullanan winterbottom, karakterleri de oldukça iyi işlemiş bana göre. film boyunca marry ile empati kurup, yaşadığı travmaya ortak olmamamız oldukça zor. aynı şekilde kelly'nin ergen psikolojisi içerisinde yaptıklarına, gerçeklerle yüzleşmekten kaçışına ve kardeşi marry ile olan ilişkilerine kayıtsız kalmamız...
"genova", filmekimi 2008'de kendisine yer bulmuştu. avrupa sinemalarında yeni yeni gösterime giriyor. ülkemize uğrayıp uğramayacağı henüz bilinmiyor. ama elde edip izleyin derim.
0 yorum:
Yorum Gönder