take the money and run (1969)
woody allen'ın ilk yönetmenlik denemesi. ayrıca filmin hem senaristi hem de başrol oyuncusu olarak yer almıştır. ona eşlik eden isimler ise karısı rolünde janet margolin'in yanısıra marcel hillaire, jacquelyn hyde ve lonny chapman gibi isimler.
çevresiyle yaşadığı sorunlardan dolayı bir hırsız olmayı seçen virgil starkwell isimli adamın trajikomik hikayesi, hatta belgeseli de diyebiliriz. başta soygun olmak üzere beceriksizce işlediği suçları dolayısıyla hapse giren, ilk tecrübesinde sabundan yaptığı silah ile kaçmaya çalıştığında hava ondan yana olmadığı için paçayı ele veren virgil, hapisane ve dışarısı arasında mekik dokumaktadır. hapse ilk girdiğinde oradan çıkmak için herşeyi yapabileceğine ant içen virgil, bir deney için gönüllü aradıklarında buna hemen razı olur fakat ilacın yan etkisi birkaç saatliğine haham olmaktır ve woody allen'a hahamlığın bile ne kadar yakıştığını bu sahnelerde anlarız.
şartlı tahliye ile hapishaneden çıkan virgil'in durumu içler acısıdır ve hayatının geri kalanını sürdürebilmesi için paraya ihtiyacı vardır. yapabilecek bir işi olmadığı için kendini ufak çaplı kapkaçlarla tatmin eder ve bir gün çantasını çalacağı kızla tanışır. birbirlerinden çok etkilenirler ve aradan biraz zaman geçtikten sonra virgil kız hakkında aynen şunları söyler: "beni çok etkilemişti. bilmiyorum ama 15 dakika sonra onunla evlenmek istedim. bir buçuk saat sonra, cüzdanını çalmaktan tamamen vazgeçtim."
beraber olduğu kıza bir hırsız olduğunu söylememesinden dolayı içi içini yerken yine hırsızlık yapmaya karar veren virgil, bir imla hatası yüzünden banka soymaya teşebbüsten tutuklanır ve yine 10 yıl cezaya mahkum edilir. başlarda oldukça örnek bir mahkum olan virgili kafaya alan birkaç adam kaçış planı yaparlar fakat planın iptal olduğunu virgil'e söylemeyi unuttuktan sonra onun başına yine bela açarlar. tüm bunlar olurken virgil hapisten kaçmayı başarır ve louise ile evlenip, beraber bir sahil kasabasına yerleşirler. yine de boşuna dememişler "tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkanıdır" diye...
belgesel tadında, anne ve babasının utançlarından groucho marx maskeleri giydiği sahneler bile filme ayrı bir hava katıyor. inanılmaz diyaloglar içeren yönetmenin ilk denemesi, kesinlikle izlenmeli.
louise: burada ne kadar kalacaksın?
virgil: şey, ne kadar kalacağımı hesapladım... bugün hangi gün pazartesi mi?
louise: hı hı.
virgil: salı, çarşamba... 10 yıl.
çevresiyle yaşadığı sorunlardan dolayı bir hırsız olmayı seçen virgil starkwell isimli adamın trajikomik hikayesi, hatta belgeseli de diyebiliriz. başta soygun olmak üzere beceriksizce işlediği suçları dolayısıyla hapse giren, ilk tecrübesinde sabundan yaptığı silah ile kaçmaya çalıştığında hava ondan yana olmadığı için paçayı ele veren virgil, hapisane ve dışarısı arasında mekik dokumaktadır. hapse ilk girdiğinde oradan çıkmak için herşeyi yapabileceğine ant içen virgil, bir deney için gönüllü aradıklarında buna hemen razı olur fakat ilacın yan etkisi birkaç saatliğine haham olmaktır ve woody allen'a hahamlığın bile ne kadar yakıştığını bu sahnelerde anlarız.
şartlı tahliye ile hapishaneden çıkan virgil'in durumu içler acısıdır ve hayatının geri kalanını sürdürebilmesi için paraya ihtiyacı vardır. yapabilecek bir işi olmadığı için kendini ufak çaplı kapkaçlarla tatmin eder ve bir gün çantasını çalacağı kızla tanışır. birbirlerinden çok etkilenirler ve aradan biraz zaman geçtikten sonra virgil kız hakkında aynen şunları söyler: "beni çok etkilemişti. bilmiyorum ama 15 dakika sonra onunla evlenmek istedim. bir buçuk saat sonra, cüzdanını çalmaktan tamamen vazgeçtim."
beraber olduğu kıza bir hırsız olduğunu söylememesinden dolayı içi içini yerken yine hırsızlık yapmaya karar veren virgil, bir imla hatası yüzünden banka soymaya teşebbüsten tutuklanır ve yine 10 yıl cezaya mahkum edilir. başlarda oldukça örnek bir mahkum olan virgili kafaya alan birkaç adam kaçış planı yaparlar fakat planın iptal olduğunu virgil'e söylemeyi unuttuktan sonra onun başına yine bela açarlar. tüm bunlar olurken virgil hapisten kaçmayı başarır ve louise ile evlenip, beraber bir sahil kasabasına yerleşirler. yine de boşuna dememişler "tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkanıdır" diye...
belgesel tadında, anne ve babasının utançlarından groucho marx maskeleri giydiği sahneler bile filme ayrı bir hava katıyor. inanılmaz diyaloglar içeren yönetmenin ilk denemesi, kesinlikle izlenmeli.
louise: burada ne kadar kalacaksın?
virgil: şey, ne kadar kalacağımı hesapladım... bugün hangi gün pazartesi mi?
louise: hı hı.
virgil: salı, çarşamba... 10 yıl.
0 yorum:
Yorum Gönder