død snø (2009)

jessica biel'in güzelliğine rağmen "easy virtue"'ye dayanamayıp filmi kapattıktan hatta eyytere beeeh diye bilgisayardan uçurduktan sonra hiç aklımda yokken acep maçı mı izlesem diye düşünüp dururken elektronik sıpama göz attığımda "død snø"'nun inmek üzere olduğunu farkettim. önümde 90 dakikalık iki seçenek vardı. filmin günlerdir inmesini beklediğimi ve ispanya 5 atmadıkça maçın zevkinin çıkmayacağını düşününce saatler 22:59'u gösterirken filme start verdim.

tommy wirkola'nın stig frode henriksen ile beraber yazdığı ve tek başına çektiği filmde charlotte frogner, stig frode henriksen, vegar hoel, jeppe laursen, evy kasseth røsten, jenny skavlan, ane dahl torp, lasse valdal gibi isimler rol alıyor. "død snø" adını taşıyan film uluslararası karasularda "dead snow" adı altında gösterime girecek.

bir grup tıp öğrencisi paskalya tatillerini sara'nın dağ evinde geçirmek üzere yola çıkarlar. o sıralarda dağlarda kayak yapan sara, gruba sonradan dahil olacaktır. dağ evine gelip ortamın tadını çıkarmaya çalışan gençlerin kaldığı evin kapısına gerilim/korku filmlerinde sık sık rastladığımız öğreten adam peydah olur. gençlerin kahvesini içen adamımız onlara nerede olduklarına dair bilgi vermeye başlar. kamp yaptıkları bölge, nazilerin, rusya ile ingiltere arasındaki konvoy bağlantılarını kesmek amacıyla çöreklendikleri ve albay herzog'un emri altındaki askerlerin bölgedeki sivillere terör estirdikleri yerdir. daha sonra bölge halkı birlik olmuş ve buradaki birliklerin canına ot tıkamışlardır. öğreten adamın uyarıları canlarını sıksa da eğlencelerine devam ederler. ta ki adamın bahsettiği nazi askerleri karşılarına birer zombie olarak çıkana dek.

kar üzerinde olmalarına rağmen güçten kuvvetten kesilmeyen, dişlerini kullanmak yerine bıçağı, yumruğu tercih eden, ağaca bile tırmanma yeteneği olan nazi zombielerimiz ile tıp öğrencileri ile aralarında olan kovalamaca türün diğer örneklerinde de rastlayabileceğimiz oranda mizaha sahip. yeni bir "shaun of the dead" olabilir mi denilmiş, aman derim bu beklentiyle izlemeyin filmi. ayrıca zombie filmlerinin klasikleşmiş ısırılan kurbanın zombieye dönüşme hadisesi "død snø" için geçerli değil. naziler, ari ırklarını zombie olsalar bile korumaya devam ediyorlar. zombielere karşı savaş açan öğrencilerin ellerinde orak ve çekice rastlamak hoş bir ayrıntıydı. orak fazla kullanılmasa da çekiç gayet güzel yer bulmuş kendisine. "friday the 13th", "evil dead" serisine diyaloglar arasında selektör yapan ekip, erlend'e "braindead" t-shirtü giydirerek saygı duruşunda bulunmuş. gerek erlend'in ölümü gerekse iç organların halat olarak kullanımıyla "braindead"'den fazlasıyla nasibini almış bir film "død snø". referanslar böylesine sağlam olunca ortaya seyri kanlı bir film çıkmış. ha bir de, tommy wirkola ismini takip edilecekler listesine eklemek gerekiyor.


0 yorum: